| Tamam, klasikleri sevmeyen biri. | Open Subtitles | حسنا , يبدو أن أحدهم لايحب الأغانى الكلاسيكية | 
| Ne diyim klasikleri severim Levi Cohen, Beverly Hills? | Open Subtitles | ماذا أقول؟ أحب الأمور الكلاسيكية لذا عندما يقول | 
| Kendini geliştirmelisin, klasikleri tekrar izle. | Open Subtitles | يجب أن تضع بقائمة مشاهداتك الأفلام الكلاسيكية | 
| 1967'de, bunu akıl etmesinden 13 yıl sonra, başka bir şeyi daha akıl etti, insanlara yalnızca klasikleri vermekle demokratik halka tamamlanmıyordu. | TED | في عام 1967، بعد 13 سنة من اكتشافه لذلك، اكتشف شيئًا آخر، وهو أن دائرة الديمقراطية لم تكتمل بمجرد إتاحة الكلاسيكيات للناس. | 
| O sırada, Dublin'deki Trinity Üniversitesinde klasikleri öğretiyordu. | TED | في ذلك الوقت، كان يدرّس الكلاسيكيات في كلية ترينتي في دبلن. | 
| klasikleri çalıyorlar, Beethoven, Mozart Enya, öyle şeyler | Open Subtitles | هناك واحدة في نهاية الشهر المحبين للموسيقى سيؤدون الكلاسيك سيؤدون لبيتهوفن وموزارت إينيا ذلك النوع من الأشياء | 
| Tamam, klasikleri sevmeyen biri. | Open Subtitles | حسنا، يبدو أن أحدهم لا يحب الأغاني الكلاسيكيه | 
| Rönesans çalışmalarından emekli profesör bir babanız olursa böyle oluyor annem de klasikleri öğretiyordu... | Open Subtitles | هذا ما يحدث عندما يكون والدك أستاذاً فخرياً لدراسات عصر النهضة ...و والدتك تدرس كلاسيكيات الإغريقية و العبرية | 
| Bazen kendi kendime eski klasikleri çalarım. | Open Subtitles | .أحبُّ العزف على قيثاري أحيانًا للأغاني الكلاسيكية | 
| Razani gücü eline almadan önce Bandar'da yoksul bir köydeki çocuğun İngilizce öğrenebildiği, klasikleri okudu ve kendisi için bir şeyler yapabildiği bir dönem yaşanmış. | Open Subtitles | كان هنالك وقت في باندار قبل أن يأخذ رزاني الحكم بحيث طفل من قرية فقيرة يمكنه تعلم الانجليزية ويقرأ الكلاسيكية و يصنع شيء من نفسه | 
| Ve bu "feminizm klasikleri" olarak atıf edilen kitapları her okumaya çalıştığımda sıkılıyordum ve bitirmekte sıkıntılar yaşıyordum. | TED | وفي كل مرة حاولت قراءة تلك الكتب المسماة " الكلاسيكية النسائية." كنت أصاب بالملل وعانيت الأمرين لأكمل قراءتها. | 
| Kolay dinlenen klasikleri dinleyelim. | Open Subtitles | ما تحتاجه هو الأغاني الكلاسيكية السلسة. | 
| Kolay dinlenen klasikleri dinleyelim. | Open Subtitles | ما تحتاجه هو الأغاني الكلاسيكية السلسة. | 
| Luke klasikleri çok kolay çalardı ama iş caz çalmaya gelince sudan çıkmış balığa dönerdi. | Open Subtitles | لعب لوك الألحان الكلاسيكية كأفضل محترف... لكنه كان عندما يلعب الجاز... يبدو كالطفل التائه | 
| Genelde klasikleri çalarız, ama bir deneyelim. | Open Subtitles | ،أغلب ما نعرفه الكلاسيكيات لكن يمكننا المحاولة | 
| "Santa Claus Bu Gece Anneniz için geliyor." gibi klasikleri çalacağız. | Open Subtitles | مع العديد من الكلاسيكيات مثل سانتا كلوز سيزور أمة | 
| Auckland'da Vanishing Point gibi klasikleri oynatan bir açık hava sinemamız var. | Open Subtitles | لدينا سينما سيارات في أوكلاند تعرض نقطة الإختفاء يوم الأربعاء الكبير.. كل الكلاسيكيات | 
| klasikleri dinliyorum. | Open Subtitles | لقد كنت استمع إلى الكلاسيكيات. | 
| Harvard'ın büyük klasikleri, Yale'in büyük Drama'sı, | Open Subtitles | هارفرد لديها الكلاسيك الرائع يال لديها الدراما الرائعة | 
| Siz muhtemelen klasikleri seviyorsunuzdur. | Open Subtitles | أنت من المحتمل من محبى الكلاسيك. (سوبرمان) ؟ | 
| O sırada, Blair, modern bir Marie Antoinnette gibi sağ yakanın mağazalarını gezmekte... ...klasikleri tüketmekte ve tatlıları denemekteydi. | Open Subtitles | من جهةٍ اخرى , بلير تتحكم بتلك الجهه من حياتها تقتحم المحلات و تستهلك الاشياء الكلاسيكيه وتأخذ العينات من الوجبات السكريه الخفيفه كأنها ماري انطوانيت حديثه | 
| Neden kendimi Broadway klasikleri ile kısıtlıyorum ki? | Open Subtitles | جعلني أفكر لماذا أخفض من معنوياتي مع " كلاسيكيات برودواي " | 
| klasikleri kendi dönemimize uyarlamalıyız. | Open Subtitles | لذا أعتقد أنه يجب علينا أن نُكيّف الكلاسيكيين" لنعكس حاضرنا" | 
| klasikleri okumaya devam edersen hiçbir zaman yanılmazsın. | Open Subtitles | حسناً، لا يمكنك أن تُخطئي إذا ما التزمتِ بالكتب الكلاسيكيّة |