| Bay Magorium koleksiyonum için, gördüğüm en muntazam koleksiyon diyor. | Open Subtitles | يقول السيد ماجوريوم ان لدي اكبر مجموعة قبّعات راَها بحياته |
| Elimizde rasgele bireysel içgörülerden oluşan bir koleksiyon vardı ama bütünsel bir model yoktu. | TED | نحن بالكاد لدينا مجموعة من الرؤى الفردية العشوائية بدون نموذج شامل |
| Şu anda, bu kadar sayıda sesin bir araya getirildiği, en geniş koleksiyon. | TED | وأضحت أكبر مجموعة للأصوات البشرية بإطلاق. |
| Bugün, Mali'nin başkenti Bamako'da, varlığı yalanlanan, bu saklı koleksiyon, yüksek rutubetten çürümekte. | TED | واليوم تقبع المجموعة مخبأة في باماكو العاصمة المالية، لتتعفن بفعل الرطوبة العالية. |
| Meğer UCLA arşivinde acının tarihiyle ilgili koca bir koleksiyon varmış. | TED | واتضح لي أن جامعة كاليفورنيا، لوس أنجلوس لديهم تاريخ متكامل عن مجموعة من الآلام في أرشيفاتهم |
| 1700 ve 1800'lerden kalma denizciliğe ait antik koleksiyon. | TED | هذه مجموعة من التحف البحرية من القرن الثامن والتاسع عشر |
| Özel bir koleksiyon, ne için olduğunu unuttum ama rica ediyorum, penileri tabağa görgüsüzce atmak yok. | Open Subtitles | أنها مجموعة مميزة لقد نسيت لما هي مميزة,ولكنى طلبت, أن لا يقوم أي مهمل بإلقاء عملته بالطبق |
| Ateşli koleksiyon ifade özgürlüğü sağlar. | Open Subtitles | مجموعة الملابس الثقيلة تصرخ بالحرية في التعبير ، الحقوا بإعصار التسعينات |
| Affedersiniz Sayın ayakkabı babası, kadın ayakkabılarından ne güzel bir koleksiyon. | Open Subtitles | عفوا، السيد حذاء بابا... ... ما مجموعة من الأحذية النسائية رائع. |
| Etkileyici bir koleksiyon. Çok az bulunan baskılarınız var. | Open Subtitles | انها مجموعة مؤثرة لديك مجموعة من الاصدارات النادرة هنا |
| Böyle bir koleksiyon için adam öldürecek insanlar tanıyorum. | Open Subtitles | انا اعرف ناس تتمنى ان يكون لديها مجموعة مثل هذة |
| Bizim de bir-iki resmimiz var işte, ama koleksiyon yapmaya henüz başlayamadım. | Open Subtitles | لدينا لوحة أو لوحتين ولكن لم تتح لي بناء مجموعة كاملة |
| Etkileyici bir koleksiyon. Çok az bulunan baskılarınız var. | Open Subtitles | انها مجموعة مؤثرة لديك مجموعة من الاصدارات النادرة هنا |
| Düşünün, bu muhteşem koleksiyon bir sanat eleştirmenine kalıyor. | Open Subtitles | هل تتخيل ناقد فني يرث هذه المجموعة الخلابة ؟ |
| sorun şu ki işletme artık biraz daha kaliteli bir koleksiyon istiyor. | Open Subtitles | مما جعل الإدارة تريد شخصاَ أكثر تأهيلاً ليكون الوصي على المجموعة من الآن |
| Bak, tesadüfen iç savaş pornosuna ait müthiş bir koleksiyon buldum. | Open Subtitles | عثرت على هذه المجموعة الثمينة من دعارة الحرب الأهلية |
| Tahmin edeyim, bu da bir koleksiyon parçası. | Open Subtitles | هذا تخمين عشوائي، لكنّه يبدو كأحد المقتنيات الثمينة. |
| ...fantezilerini gerçekleştirmek için bir sürtük ve seyretmelik bir koleksiyon istedin. | Open Subtitles | فقط عاهرة لتشبع نزواتك، شخصية رسوم متحركة لتقوم بجمعها والتفرج عليها. |
| Orası tartışmaya açık. Ama koleksiyon yaptığım kesin. | Open Subtitles | حسناً، هذا قابل للنقاش لكني بالتأكيد جامع |
| Tahmin etnek zor. koleksiyon parçası kabul ediliyorlar. Yani ruhsat alma zorunluluğu yok. | Open Subtitles | من الصعب المعرفة ، إنّها مقتنيات بالنظر إليها لذا لن تكون مسجلة لديكم |
| 1964 Dünya Fuarı anısına son derece nadir koleksiyon rozeti. | Open Subtitles | دبوس قابل للجمع نادر جداً أحياء ذكره في المعرض العالمي 1964. |
| Bir kart. "koleksiyon Parçası" yazıyor. | Open Subtitles | بطــاقة، " للمجموعة " |
| tasarımlarımı beğendiğini söylemiş miydim? Onlara yeni bir koleksiyon yapabilirlermiş. | Open Subtitles | كبار أعضاء متجر (سابوربان فيلث) تماماً ؟ |
| Piyasaya çıkan her ilacı alır. koleksiyon yapıyor. | Open Subtitles | انها تُحْصَلُ على كُلّ قرص تم اختراعة انها تجمعهم. |
| Sen koleksiyon mu yapıyorsun orada? | Open Subtitles | أتريده أن يتعشى أيضا |
| Ama onlar oyuncak değil, koleksiyon parçaları. | Open Subtitles | من الواضح أنها ليست ألعاب ، إنها قطع للتجميع. |
| Biliyor musun, o zırh bir nevi koleksiyon parçası. | Open Subtitles | أتعلم, إن هذه البذه نوعاً ما كغرضٍ لهواة جمع الأشياء |