| Şüpheli kontrol noktasını 130 km ile geçiyor, ve Jason Kessinger onu takibe başlıyor. | Open Subtitles | اذن الجاني ينطلق عابرا نقطة التفتيش بسرعة 90 ميلا بالساعة و يلاحقه الشرطي جيسون كيسينجر |
| Tamam, kontrol noktasını diğer 5km'lik alana çıkaralım ve havaya bir termal kameralı araç gönderelim. | Open Subtitles | حسنًا، لنحرّك نقطة التفتيش الأرضية للخلف ثلاثة أميال أخرى، ولنحصل على طير في الجو مع رادار الأشعة دون الحمراء |
| kontrol noktasını geçene kadar toprak yoldan gideceksin. | Open Subtitles | أسلكي الطريق الموحل حتى تجتازين نقطة التفتيش. |
| kontrol noktasını yarım saat önce geçtik. | Open Subtitles | لقد أجتزنا نقطة التفتيش قبل نصف ساعة. |
| kontrol noktasını açın, çıkıyoruz. | Open Subtitles | افتحوا نقطة التفتيش , سنذهب من هنا |
| Şu anda kontrol noktasını geçiyorum. | Open Subtitles | عبرت نقطة التفتيش الآن |
| Anna'yı New York'a götürüp kontrol noktasını geçirmesini önerdiğimde sinirleri altüst oldu. | Open Subtitles | أتعلم، عندما إقترحت أن "يأخذ (آنا) إلي "نيويورك لتجاوز نقطة التفتيش أصبح مستاءً جدًا |
| Bugün burada bu kontrol noktasını bekliyor muydunuz, Mr. Ferrara? | Open Subtitles | هل كنت تتوقع نقطة التفتيش (أن تكون هنا اليوم، سيّد (فيرارا |