| Afedersiniz, efendim. Sizinle konuşmak isteyen biri var. | Open Subtitles | آسف يا سيدي ولكن هناك شخص يريد التحدث معك |
| Resepsiyona gelebilir misiniz acaba? Burada sizinle konuşmak isteyen biri var. | Open Subtitles | هل من الممكن ان تنزلي للاستقبال هناك شخص ما يريد التحدث اليك |
| Burada delikanlıyla konuşmak isteyen bir kişi var. | Open Subtitles | أحد الأشخاص يريد التحدث إلى الشاب الصغير. |
| Bir gardiyan kapıma gelerek "Seninle konuşmak isteyen birisi var." dedi. | Open Subtitles | الحارس مشى إلى الباب أخبرني هناك شخص ما بالخارج يريد أن يتحدث إليك |
| - Sizinle konuşmak isteyen biri var. | Open Subtitles | -ما الأمر؟ -سيدي، هناك رجل هنا يود التحدث إليك |
| Efendim, ofisinizde sizinle konuşmak isteyen biri var. | Open Subtitles | سيدي، هــناك شخص يريد التحدث إليك في مكتبك |
| patronu görebilir miyiz lütfen patron bi yetkiliyle konuşmak isteyen bi genç var | Open Subtitles | هل أستطيع أن أرى قائدكم من فضلك؟ سيدي هنالك شاب يريد التحدث إلى أحد المسؤولين |
| Aslında, şu anda özgeçmişini değerlendiren bir kadını tanıyorum. Todd, hemen müdürle konuşmak isteyen birisi var. | Open Subtitles | في الواقع , أعرف إمرأة مهتم بك الأن تود , شخص ما يريد التحدث مع المدير بسرعة |
| Özel olarak konuşmak isteyen varsa, can kulağıyla dinleyeceğim. | Open Subtitles | إذاً , إن كان هناك أحد يريد التحدث إلي بإنفراد فأنا كلي أذان صاغية |
| konuşmak isteyen varsa çekinmesin. | Open Subtitles | ،إذا كان هناك أحد يريد التحدث له الحرية في ذلك |
| Pekala, şu andan itibaren benimle konuşmak isteyen herkes önce benden izin almak zorunda, anlaşıldı mı? | Open Subtitles | حسناً, من الآن وصاعداً، أي أحد يريد التحدث معي يجب أن يستأذن مني أولاً, حسناً؟ |
| Dinle, seninle konuşmak isteyen biri var. Birbirinize yardım edebileceğinizi söylüyor. | Open Subtitles | هناك من يريد التحدث إليك يظن أنه ستستاعدان بعضكما |
| Duracağım ama, sizle konuşmak isteyen birisi var. | Open Subtitles | سأفعل، ولكن ثمة شخص أخر يريد التحدث إليك |
| Maç hakkında konuşmak isteyen yok mu burada? | Open Subtitles | هل هناك أي شخص هُنا يريد أن يتحدث عن المُباراة اللعينه ؟ |
| İçeride seninle bu konuyu konuşmak isteyen biri var. | Open Subtitles | حسناً، هنالك شخص في الداخل يريد أن يتحدث معك عن هذا |
| konuşmak isteyen birini gördüğüme memnunum. | Open Subtitles | حسنا،أنا سعيد أن شخصا ما يود التحدث |
| Oturup konuşmak isteyen bazı insanlar tanıyorum. Ciddi para olabilir. | Open Subtitles | لديّ بعض الأشخاص يريدون التحدث بشأن شيء مهم |
| Hey, sen büyük bir kahramansın. Burada seninle konuşmak isteyen biri var. R2D2, seni gördüğümüze sevindik. | Open Subtitles | هاى , انت بطل عظيم هناك شخص ما هنا يريد ان يتحدث اليك ار تو دي تو , السنا مسرورين لرؤياك |
| Bizimle konuşmak isteyen her kimse, açıkça mahremiyetine önem veriyor. | Open Subtitles | يبدو أنّ من يريد التحدّث إلينا يهتمّ بخصوصيّته |
| Tamam mı? - konuşmak isteyen sendin. | Open Subtitles | انت من اراد الحديث - |
| Bay Burgess, burada sizinle konuşmak isteyen iki polis var. | Open Subtitles | (سيد(برجس، هناكَأثنينمن رجالالشُرطةهُنا ، يرغبوا بالحديث معكَ |
| Rocky Balboa, dışarda seninle konuşmak isteyen bir adam var. | Open Subtitles | روكى بالبوا ،هناك رجل بالخارج يريد أن يتكلم معك |
| Bu çok kötü çünkü burada seninle konuşmak isteyen birisi var. | Open Subtitles | أوه، ذلك سيئ للغاية ، لأن هناك شخص ما هنا يريد ان يتكلم معك. |
| Bu arada, seninle konuşmak isteyen iki FBI ajanı var. | Open Subtitles | بالمناسبة، هناك عميلان بالمكتب الفيدرالي يريدان التحدث إليكِ |
| Seninle konuşmak isteyen asistan avukattan haberim var. | Open Subtitles | أعرف حول المساعد المحامي الذي يريد الكلام معك |