| Bu konu beni rahatsız ediyor. Para hakkında konuşmamalıyız. -Neden? | Open Subtitles | لا أوافق على هذا لا يجب أن نتحدث عن النقود |
| Bu dava hala gündemdeyken böyle konuşmamalıyız. | Open Subtitles | لا يجب أن نتحدث على هذا النحو بينما القضية ما زلت قيد الإستئناف |
| Belki bu konu hakkında konuşmamalıyız. Oo hayır. | Open Subtitles | . ربما نحن لا يجب أن نتحدث عن هذا . لا , انا لا أمانع |
| Eskilerimiz hakkında konuşmamalıyız. Kötü şans falan getirebilir bence. | Open Subtitles | اعتقد ليس علينا ان نتحدث بشأن خليلتك او خليلي لمجرد انه سوء حظ او شيئاً ما |
| Bence bunun hakkında konuşmamalıyız | Open Subtitles | لا اعتقد اننا يجب ان نتحدث بهذا الخصوص |
| İşte bu yüzden yabancılarla konuşmamalıyız. Bunlar her kimse izimizi kaybettiremiyoruz. | Open Subtitles | {\pos(190,230)} ولهذا لا نخاطب الغرباء، أيًّا يكُن، فإنّنا لا نفلت منه. |
| Aslında, seni bu yüzden aradaım, sana hoşçakal demek istiyorum, ve bir daha konuşmamalıyız. | Open Subtitles | في الحقيقة لهذا اتصلت بك لأقول وداعاً , و علينا ألا نتحدث ثانية |
| Olay hakkında onunla konuşmamalıyız bence. | Open Subtitles | لا أظن أننا من المفترض أن نتحدث عن القضية معها |
| Aslında belki de, birbirimizle hiç konuşmamalıyız. | Open Subtitles | في الواقع, ربما لايجب علينا أن نتحدث سويا على الإطلاق |
| Aslına bakarsan, işyerinde konuşmamalıyız bile. | Open Subtitles | في الواقع، عندما نعمل لا يجب أن نتحدث لبعضنا أبدًا |
| Bayan Wheeler, bence bu konuyu konuşmamalıyız. | Open Subtitles | سيدة ويلير , أنا حقا لا اعتقد أننا يجب أن نتحدث عن ذلك |
| Bilirkişi ibrazı olmadan konuşmamalıyız artık. | Open Subtitles | لا ينبغي أن نتحدث بعد الآن .في ظل الحكم الراهن |
| Bu çok tehlikeli. Böyle orta yerde konuşmamalıyız. | Open Subtitles | هذا أمرٌ خطيرٌ جدًا لا ينبغي أن نتحدث بشان هذا |
| Sanırım konuşmamalıyız. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد أننا يجب أن نتحدث. |
| Bunu konuşmamalıyız ama sen gerçekten O'ysan heyecanlı vakitler geçireceğiz. | Open Subtitles | ليس من المفترض أن نتحدث في هذا ولكن... إذا كنت... ... |
| Tam yatağa girmek üzereyken böyle stresli şeylerden konuşmamalıyız. | Open Subtitles | لا يجب ان نتحدث حول هذا الامر ... مباشرةًقبلالنومُ. لان هذا مرهقُ جداً. |
| - Bu kısımda konuşmamalıyız. | Open Subtitles | لا يجب ان نتحدث في هذه الفترة اسفة |
| Bu konuyu konuşmamalıyız bile. | Open Subtitles | لا يجب ان نتحدث عن هذا حتى |
| Bu konuyu konuşmamalıyız bile. | Open Subtitles | لا يجب ان نتحدث عن هذا حتى |
| İşte bu yüzden yabancılarla konuşmamalıyız. Bunlar her kimse izimizi kaybettiremiyoruz. | Open Subtitles | {\pos(190,230)} ولهذا لا نخاطب الغرباء، أيًّا يكُن، فإنّنا لا نفلت منه. |
| Eğer diğer iki adam konuşmuyorsa, o zaman belki bizde konuşmamalıyız. | Open Subtitles | إذا كانا هذان الرجلان لا يتحدثان فلربّما من الأفضل ألا نتحدث نحن كذلك |