| Hakkında konuşmamam gerekiyor ama şu kadarını söyleyeyim, birinin kredi kartının yasa dışı olarak kullanılması ve zehirli bir bitkiyle alakalı. | Open Subtitles | لا يُفترض أن أتحدث عنها، لكنني يمكنني أن أخبرك أنها تضمنت استعمالاً غير قانوني لبطاقة أحدهم... ونبتةً سامة. |
| Seninle konuşmamam gerekiyor Jack. | Open Subtitles | (لا يُفترض أن أتحدث معك يا (جاك |
| - konuşmamam gerekiyor, heykelim. | Open Subtitles | - أنا ليس من المفترض أن يتحدث ، وأنا تمثال. |
| - konuşmamam gerekiyor, heykelim. | Open Subtitles | - أنا ليس من المفترض أن يتحدث ، وأنا تمثال. |
| Sizin adınıza konuşmamam gerekiyor, Bay Andrews. | Open Subtitles | يجب ألا أتحدث بلسانك يا سيد أندروز |
| Lütfen benden uzaklaş. Seninle konuşmamam gerekiyor. | Open Subtitles | رجاءًا إبتعد عنّي، فليس من المفترض أن أتحدث إليك حتى |
| Gavin, seninle konuşmamam gerekiyor ama bilmen gerektiğini düşündüğüm bir şey var. | Open Subtitles | جافن, ليس من المفترض ان اتحدث معك لكن يوجد شئ أعتقد ان عليك معرفته |
| Seninle konuşmamam gerekiyor Jack. | Open Subtitles | (لا يُفترض أن أتحدث معك يا (جاك |
| Yabancılarla konuşmamam gerekiyor. | Open Subtitles | يجب ألا أتحدث مع الغرباء |
| - İşte bu yüzden konuşmamam gerekiyor. | Open Subtitles | -لهذا يجب ألا أتحدث عنه |
| Onlarla konuşmamam gerekiyor. | Open Subtitles | أنا ليس من المفترض أن أتحدث معهم |
| Yabancılarla konuşmamam gerekiyor. | Open Subtitles | أنا ليس من المفترض أن أتحدث للغرباء |
| Polislerle konuşmamam gerekiyor. | Open Subtitles | -ليس من المفترض ان اتحدث مع الشرطة |