| Hayır kaltak, dostum Horn'la konuşmaya geldim ama buraya kadar gelmişken daha sonra sana hızlıca bir posta atar öyle giderim. | Open Subtitles | كلا أيتها العاهرة لقد أتيت لأتحدث مع صديقى بولهورن وحيث انى سأكون هنا بعد ذلك ربما سأقوم بإستثناء فى حالتك سريعا |
| Sadece konuşmaya geldim. Biraz konuşacağız, tamam mı? | Open Subtitles | لقد أتيت للتحدث معك فحسب سوف نتحدث قليلاً , حسنـاً ؟ |
| Buraya düşük bir çene ile değil, büyük bir adamla konuşmaya geldim. | Open Subtitles | لكنني لم أت لاجراء محادثات مع فم كبير لقد جئت إلى هنا للتحدث إلى رجل كبير |
| Ben polis teşkilatından geliyorum bayım. Kızınızla konuşmaya geldim. | Open Subtitles | سيدى ,أنا من مركز الشرطة وأنا هنا لأتحدث مع إبنتك |
| Ben buraya iş konuşmaya geldim, hakaretlerini dinlemeye değil. | Open Subtitles | جئت لأتحدث في العمل ليس للأهانه |
| Eski günleri konuşmak güzel, ama aslında buraya iş konuşmaya geldim. | Open Subtitles | أحب إعادة تذكر الأوقات القديمه لكنى فى الحقيقه جئت هنا للحديث عن العمل |
| - Muhammed ile konuşmaya geldim, nerede? | Open Subtitles | لقد جئت للتحدث إلى محمد أين هو ؟ هو في المسجد |
| "İyi deneme Fred". Fred! Buraya Moloztaşların başındaki sorunu konuşmaya geldim. | Open Subtitles | محاولة لطيفة يا فريد فريد , لقد جئت للحديث حول مشاكل عائلة روبل |
| - Sizinle konuşmaya geldim. | Open Subtitles | لقد أتيت لأتكلم إليكم |
| Seninle konuşmaya geldim. Bunun bir parçası olmanı istiyorum. | Open Subtitles | لقد أتيت لأتحدث معك أُريدك أن تشاركني فيه |
| Bernadette'le konuşmaya geldim. Bugün çalışıyor, değil mi? | Open Subtitles | أتيت لأتحدث مع برناديت فهي تعمل اليوم أليس كذلك؟ |
| Astrid'le konuşmaya geldim. | Open Subtitles | لا , لا , أتيت لأتحدث مع أستريد |
| Sadece konuşmaya geldim. Biraz konuşacağız, tamam mı? | Open Subtitles | لقد أتيت للتحدث معك فحسب سوف نتحدث قليلاً , حسنـاً ؟ |
| Evdeyse Carlton'la konuşmaya geldim. | Open Subtitles | لقد أتيت للتحدث ألى كارلتون أذا كان موجوداً. |
| Maalesef, ben kötülerden konuşmaya geldim. | Open Subtitles | لسوء الحظ، أنا هنا للتحدث عن الرجال السيّئين |
| Aslında başka bir şeyi konuşmaya geldim. | Open Subtitles | في الحقيقة لقد جئت هنا للتحدث في أمرٍ آخر |
| Buraya seninle değil babanla konuşmaya geldim. | Open Subtitles | وأنا لست هنا لأتحدث إليكم انا هنا لرؤية والدك |
| İlişkimiz hakkında konuşmaya geldim. | Open Subtitles | لقد جئت لأتحدث عن علاقتنا وحسب |
| -Buraya sadece konuşmaya geldim. -Konuşmaya mı? | Open Subtitles | لقد حضرت هنا للحديث معكي فقط – للحديث؟ |
| Ben sadece konuşmaya geldim. | Open Subtitles | بعض الناس يؤمنون، وأنا جئت للتحدث فحسب |
| - Arkadaşımla konuşmaya geldim, kanunsuzla değil. | Open Subtitles | من أنا جئت للحديث إلى صديقي، ليس الاقتصاص. |
| - Sizinle konuşmaya geldim. | Open Subtitles | لقد أتيت لأتكلم إليكم |
| Toydaria'nın yüce kralı ile konuşmaya geldim. | Open Subtitles | اتيت لاتحدث مع المعظم الممجد ملك تويدارا |
| Aslında buraya sizin, radyoya yaptığınız ziyaret için konuşmaya geldim. | Open Subtitles | وأنا هنا لأتكلم معك عن زيارتك لمحطة الراديو |
| Sizinle çok önemli bir konu hakkında konuşmaya geldim. | Open Subtitles | جِئتُ للكَلام معك حول مسألة ذات أهمية كبيرةِ. |
| - Biliyorum. - Seninle konuşmaya geldim. | Open Subtitles | أعلم ذلك، أتيت للتحدّث معك |
| Merak etmeyin. Sizlerle konuşmaya geldim. | Open Subtitles | لا عليك ، لقد أتيت للحديث إليكم جميعاً |
| Buraya seninle bir parça iş konuşmaya geldim. | Open Subtitles | أتيت هنا لمناقشة بعض الأعمال معك، و مالذي تفعله؟ |