| Hiçbir Müslüman onunla konuşmayacak, gözlerine bakmayacak ya da tanımayacak. | Open Subtitles | على كل مسلمٍ ألا يتحدث إليه, أو ينظر في عينه أو يحييه. |
| Şaka yapmıyorum. Bu andan itibaren kimse konuşmayacak ve odayı terk etmeyecek. | Open Subtitles | لست أمزح ، من الآن فصاعداً لن يتحدث أحد في غير دوره أو يغادر هذه الغرفة |
| Tamam mı? Benimle bir daha asla konuşmayacak, ayrıca beni okuldan da atacak. | Open Subtitles | لن يتحدث إلي ثانية عقب أن يطردني من المدرسة |
| Adamı odada konu mankeni olacak bulunacak. konuşmayacak. Sadece söyleneni onaylayacak. | Open Subtitles | رجله سيكون كتلة لحم في القاعة فقط لا يتكلم, جثة فحسب |
| "Şu insanlarla kimse konuşmayacak." | Open Subtitles | وكانوا يقولون لنا لا أحد يتكلم مع هؤلاء الناس |
| Bu adam savcıya konuşuyordu, onlara ne anlattı bilmiyorum... ..ama, artık konuşmayacak. | Open Subtitles | كان هذا الرجل يتحدّث إلى المدّعي العام لا أعرف ماذا قال لهم، ولكن قد إنتهى من الكلام |
| Kimse bugün konuşmayacak. Alışmak için zamana ihtiyacı var. | Open Subtitles | لا مخلوق سيتحدث معه اليوم يحتاج وقت للتأقلم |
| Sanırım Teri bir daha seninle konuşmayacak, hı? | Open Subtitles | اذن أعتقد أن تيري لن تتحدث إليك مرة أخرى، هاه؟ |
| Bu noktadan sonra kimse basınla konuşmayacak. | Open Subtitles | من الآن فصاعدا، لا أحد يتحدث إلى الصحــفاة |
| Bir daha benimle asla konuşmayacak. Çok utanıyorum. | Open Subtitles | إنّه لن يتحدث معي، مُجددأً أنا مُحرجةٌ جداً |
| Bu sırada, hiçbiriniz basına konuşmayacak. | Open Subtitles | وإلى ذلك الوقت لا يتحدث أحداً منكم إلى الإعلام |
| Emmett belki de bir daha benimle hiç konuşmayacak ama ne önemi var. | Open Subtitles | على الأرجح لن يتحدث معي مجددا، لكن ليست مشكلة. |
| Kimse badisi olmadan yürümeyecek, konuşmayacak, yemeyecek ya da ihtyaç gidermeyecek. | Open Subtitles | على طلاب الفصل بأكمله لا أحد يتحدث , يتكلم يأكل ولا يتبول بدون صاحبه |
| Bu arada, kimse içeri gelmeyecek, kimse onunla konuşmayacak. | Open Subtitles | ، في هذه الفترة . لا احد يدخل إلى الغرفة ، لا أحد يتحدث معه |
| Anlamalısın, kimse konuşmayacak. Herkes satın alındı. | Open Subtitles | يجب أن تدرك ان احداً لن يتكلم كل شخص سُمح لة |
| Anlamalısın, kimse konuşmayacak. Herkes satın alındı. | Open Subtitles | يجب ان تدرك ان احدا لن يتكلم كل شخص سُمح له |
| Sizinle şimdi konuşmayacak. Yarın sabah saat sekizde. | Open Subtitles | هو لن يتكلم معكم الآن الساعة الثامنة صباح الغد |
| Kral'ı görürsen, gelip beni bulmasını söyle. - Benden önce kimse onunla konuşmayacak. | Open Subtitles | اذهب للملك واخبره أن يأتِ لقابلتي لا أحد يتحدّث إليه، قبل أن أفعل، مفهوم؟ |
| Herkes yapıyor. Eğer bunu yapmazsan kimse seninle konuşmayacak. | Open Subtitles | الجميع يفعل ذلك , إذا لم تفعلي ذلك، لا أحد سيتحدث إليك ابدا |
| - Asla konuşmayacak. - Peki ya testler? | Open Subtitles | إنها لن تتحدث أبدا و ماذا عن الاختبارات ؟ |
| Ama benimle bir daha asla konuşmayacak. | Open Subtitles | نعم أعلم.. لكن هي من المحتمل ألا تكلمني مرة أخرى |
| Sen buralardayken benimle konuşmayacak. | Open Subtitles | لَكنَّه لَنْ يَتكلّمَ معي وانتي هنا. |
| Burda olduğum sürece kimse Mabel hakkında konuşmayacak. | Open Subtitles | منذ اللحظة التي جئت هنا، هذا كلّ مايحدث الكُلّ كان يتكلّم عن "مايبل". |
| Burada istediğin kişiyle konuşabilirsin ama doktoru söyleyene kadar kız konuşmayacak. | Open Subtitles | بإمكانك وضع اي شخص لحراستها, لكنها لن تتكلم حتى يقول طبيبها بذلك. |
| Bekle. Bunu konuşmayacak mıyız yani? | Open Subtitles | إذًا، انتظروا، ألن نتحدّث عمّا حدث؟ |
| Benimle konuşmayacak ama yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ...تأبى مخاطبتي لكني متأكدة أن هنالك خطب ما |
| konuşmayacak mısın? | Open Subtitles | الن تتحدث ابدا ؟ |