| Kaybedeb, bir saat boyunca kendinden bahseder, hayallerinden, ve korkularından. | Open Subtitles | الخاسر سيكون عليه أن يتكلم عن نفسه لساعةٍ من الزمن عن آماله... و مخاوفه |
| Eğer bükücü olmak istiyorsan, korkularından arınmalısın. | Open Subtitles | إذا أردتي أن تكوني مُخضعة, فعليك أن تتخلي عن خوفك. |
| Diğer insanların korkularından kâr çıkarma sanatında ustalaşmış bilgili iş insanları birliğiydi basitçe. | Open Subtitles | ببساطة هم جماعة من رجال الأعمال الماكرين، الذين يجيدون الربح بإستغلال مخاوف الأخرين. |
| Eğer Tanrı'nın hayatına girmesine izin verirsen tüm korkularından arınırsın. | Open Subtitles | إذا ما أدخلت الرب في حياتك فسوف تبعد كل مخاوفك |
| Tanrına korkularından beni serbest bıraktılar. | Open Subtitles | لخوفهم من ربك فإنهم أطلقوا سراحى |
| Senin güvenini kazanmak için ne gerekiyorsa yapar senin korkularından beslenir ve seni normalde hiç yapmayacağın şeylere yönlendirir. | Open Subtitles | سيفعل ما يحتاجُ أن يفعلهُ ليكسبَ ثقتكِ وبعدها ،، سيتغذى على خوفكِ وسيتلاعبُ بكِ حتى تفعلي أشياءً |
| Ve zayıflıkları ve korkularından dolayı, o gücü yok etmek istiyorlar. | Open Subtitles | و بدافع من ضعفهم و خوفهم يريدون تحطيمه |
| Bugün korkularından arındı | Open Subtitles | إنه يذبح مخاوفه اليوم ها هنا |
| Bugün korkularından arındı | Open Subtitles | اليوم سيذبح مخاوفه هنا |
| Umutlarından, korkularından bahseden. | Open Subtitles | عن أماله و مخاوفه |
| O eski bilindik korkularından kurtulmalısın artık... | Open Subtitles | ..يجب ان تكوني تغلبتي علي خوفك الفديم الان |
| korkularından kaçmamalısın. Artık onlarla barışmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | هاجمي الكلب الذي ينبح، أجعلي خوفك حليفاً لك. |
| Gözüyle insanları taşa dönüştürüp sen kendi bedeninden çıkamazken korkularından beslenir. | Open Subtitles | حوّلك بمقلة عينه إلى حجارة وراح يتغذى على خوفك وأنتِ حبيسة في جسدك |
| Yaratıcı insanın en büyük korkularından biri, parlak bir fikri bir yere yazmadığı veya güvenli bir yere koymadığı için kaybetme korkusudur. | TED | أحد أكبر مخاوف الشخص المبدع هو احتمال ضياع فكرة رائعة لأنك لم تكتبها وتضعها في مكان آمن. |
| Ve eminim ki bunu söyleyen insanlar yalnızca insanların korkularından faydalanıyorlar. | Open Subtitles | وواثق تماماً أن مثل هؤلاء الأشخاص الذين يقولون أنها حقيقية يقتاتون على مخاوف الآخرين وحسب |
| Tatlım, seni eve götüreceğiz ve tüm bu korkularından kurtulacaksın. | Open Subtitles | حبيبتي، سنأخذك إلى المنزل ونزيل كل مخاوفك |
| Umarım seni tüm korkularından, tüm şeytanlarından daha çok korur. | Open Subtitles | وأظن أنه سوف يحميكِ بشكل أكبر, من كل مخاوفك, وكل شياطينك. |
| Tanrı'na korkularından beni serbest bıraktılar. | Open Subtitles | لخوفهم من ربك فإنهم أطلقوا سراحى |
| Bekle, burada korkularından kurtulmanın yolu yazmıyor sanıyordum. | Open Subtitles | انتظري، اعتقدت أنكِ قلتِ أنه لا يوجد شيء هنا... عن تحرير خوفكِ |
| Fareler nihayet korkularından kurtuldular. | Open Subtitles | والفئران تخلصوا من خوفهم أخيراً |