| Yıkmak zorunda kalmışlar, çünkü orada yaşanan şeyler çok korkunçmuş. | Open Subtitles | كانوا مضطرين إلى أن يدمروه لأن ما حدث هناك كان فظيعاً |
| Babası korkunçmuş. | Open Subtitles | أعني, أباه كان فظيعاً |
| Tamam, anladık. korkunçmuş. | Open Subtitles | حسناً، فهمنا، كان فظيعاً. |
| Geçen akşam Smith ne gördüyse o kadar korkunçmuş ki bir gece daha kalmıyor. | Open Subtitles | أيان كان ما رائه (سميث) الليلة الماضية فقد كان فظيعاً للغايةِ حتى انه قرر عدم البقاء لليلة اخرى |
| Nate'in bana söylediği şey neden o kadar korkunçmuş? . | Open Subtitles | ما قاله (نايت) كان فظيعاً |