| Bu vejetaryen Convict Tang'ler mercanlara bulaşan yosunları sürekli kemirerek korurlar. | Open Subtitles | هذه النباتية تحمي الشعبة المرجانية مجاورة لموجة الأعشاب البحرية التي شوهت |
| Virüslere karşı korurlar. Virüslerden haberdar olduğunuzu varsayıyorum? | Open Subtitles | تحمي من الفايروسات، افترض أنك تعلم ما هي الفايروسات؟ |
| Kalsiyumu bloke eden ilaçlar böbreği hasarlara karşı korurlar. | Open Subtitles | والأدويةُ الّتي تحصر الكالسيوم تميلُ لأن تحمي الكليةَ من التلف |
| Kimliklerini koruyarak esirlerini de korurlar. | Open Subtitles | هم يحمون الرهائن ولكن إن كان المختطفين تركوك ترى وجوههم |
| Robot kişisel korumalar. Onları etkinleştiren kişiyi korurlar. | Open Subtitles | إنهم حراس آليين إنهم يحمون أي من يتحكم بهم |
| ve köşe başında bekleyen karanlıktan bizi korurlar. | Open Subtitles | وهم يحموننا من الظلام وهو محيط بنا |
| Aslan balıkları kendilerini, zehirli iğneleriyle kurbanı ölene kadar zehirleyecek neurotiksinler salgılayarak korurlar. | Open Subtitles | السمكة الأسدية تحمي نفسها بأعمدة فقرية سامة تحوي نفس السم العصبي الذي شلّ ضحيتنا قبيل موته |
| E-postalarınızı korurlar. Kredi kartı dolandırıcılığını engellerler. | Open Subtitles | إنها تحمي بريدكم الإلكتروني إنها توقف عمليات الإحتيال بواسطة بطاقات الإئتمان |
| Testisler hassastır, yaşamın tohumları olan değerli spermleri, bir el çantası gibi korurlar. | Open Subtitles | ذلك الجزء هو الحقيبة الرقيقة التي تحمي بذور حياتك |
| Kayışsı yapraklarını kapatarak koruyucu bir örtü oluştururlar ve göbekteki tomurcuğu korurlar. | Open Subtitles | يقربون اوراقهم الجلدية لصنع بطانة عازلة التي تحمي المهد الضعيف |
| Bu ülkenin yasaları bu adamları ulusal güvenlik adı altında korurlar. | Open Subtitles | قوانين هذا البلد... تحمي هؤلاء الرجال تحت اسم الأمن القومي. |
| Bundan dolayı bu ejderhalar kendilerini ilginç bir şekilde korurlar. | Open Subtitles | لذا فهذه التنانين تحمي نفسها بطرق غريبة |
| Kendilerini ve yavrularını en son ana kadar korurlar. | Open Subtitles | سوف تحمي أنفسها وصغارها حتى النهاية. |
| Anneler çocuklarını ölümüne korurlar. | Open Subtitles | الأمهات تحمي أبنائها حتى الموت. |
| Birbirlerini korurlar çünkü geri gönderilmeleri, buradaki cezaevinde olmaktan daha beterdir. | Open Subtitles | وهم يحمون بعضهم لأنهم يعرفون أنّ الترحيل إلى "سيراليون" أسؤأ بكثير مِن السَجن هُنا |
| Arkadaşlar böyle yapar. Birbirlerini korurlar. | Open Subtitles | هذا ما يفعله الأصدقاء ، يحمون بعضهم. |
| Babalar oğullarını korurlar! | Open Subtitles | الآباء يحمون أبنائهم |
| Benim durumumda olanları korurlar. | Open Subtitles | انهم يحمون الناس أمثالى. |
| Köpekler ve insanlar Alfa bireyi korurlar. | Open Subtitles | الكلاب والبشر يحمون القائد. |
| Bizi yönetmezler. Bizi korurlar. | Open Subtitles | انهم لا يحكموننا بل يحموننا |