Justine elbette kovuldu, çünkü sosyal medya bunu istedi. | TED | بالطبع، تم طرد جوستين من عملها حسب طلب مواقع التواصل الاجتماعي. |
Ben ve Vicki oturuyoruz ama o işinden kovuldu ve birkaç haftalığına kalacak yere ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | إنه أنا و فيكى و لكنه طرد من عمله و يحتاج لمكان ما لبضع أسابيع |
-Bana resmi yarısını verdi, sonra kovuldu. | Open Subtitles | ، لقد أعطاني نصف الصورة ثمّ طُرد من العمل |
Tamam, Donna kovuldu ve sen de bana yeni bir takım alıyorsun. Bu arada, o bir üç parçalı takım. | Open Subtitles | حسنا , دونا طردت وانت عليك ان تشتري لي بدله اضافيه |
Kang Tae Joon atletik takıma geri döndü, ama kovuldu. | Open Subtitles | كانج تاي جون عاد للفريق الرياضي , لكن تم طرده |
Ona gösterdiği nezaketi, memnuniyetle karşıladı. Ama sonra kovuldu. | Open Subtitles | لقد قدّرت لطفه، ولكن بعد ذلك طُردت من العمل |
kovuldu, derken gerçekten kovulduğunu mu kastediyorsun? | Open Subtitles | الآن ... الآن عندما قلتى مطرود أتعنين أنه مطرود ؟ |
İşten kovuldu,hakkında davalar açıldı kefalet izni yok. | Open Subtitles | حسناً ، لقد تم فصله من عمله ويتم الآن رفع قضية عليه لقد خرج بكفالة إحساسي يقول بأنه في مكان ما يحامي |
Toplam olarak, evet, sayın, 12 işten kovuldu. - 12 mi? | Open Subtitles | إجمالى الوظائف التى طرد منها هو 12 وظيفة |
Biliyorum. Işıkçı çok kötüydü. Merak etmeyin, kovuldu. | Open Subtitles | أعرف ، نظام الإضاءة كان مروعاً، لا تقلقا ، لقد طرد المسؤول |
Tek kalan benim. Diğerleri ya kovuldu ya da istifa etti. | Open Subtitles | أنا الوحيدة المتبقية من المغادرين, كل شخص آخر إما طرد أو أستقال |
Ribbis kovuldu, onun kalması doğru olmaz. | Open Subtitles | ريبيس طرد ولن يكون من الصواب ان تبقى هنا |
O yetersizliğinden kovuldu, AIDS'li olduğundan değil. | Open Subtitles | لقد طُرد بسبب العجر وليس بسبب أن لديه الإيدز |
Sonuç olarak kovuldu, karısını boşadı, ...ve babam gelip onu atana kadar bizim bahçenin önüne kamp kurdu. | Open Subtitles | في النهاية طُرد ، وطلق زوجته و خيم في ساحتنا حتى أبعده أبيه |
Hastane'nin eczacısı doğum kontrol reçetelerini vermeyi reddettiği için işinden kovuldu. | Open Subtitles | طُرد الصيدلي من صيدليّة المشفى لرفضه صرف وصفة تحديد نسل. |
Başbakan Yardımcısı'nın önünde patlayıcıları ateşlediği için kovuldu. | Open Subtitles | طردت بسبب اشعال المتفجرات امام نائب رئيس الوزراء. |
Fakat aslında, kadının birine havai fişek gösterdikten sonra genelevi yakıp kül ettiği için kovuldu. | Open Subtitles | لكن فعليا, طردت لاحراق بيت بيت دعارة بعد ان عرضت الالعاب النارية لفتاة. |
Eski dava avukatı, işinin ehli olmadığı için kovuldu. | Open Subtitles | نعم, حسناً, إنظر, المحامي السابق, تم طرده لأنه غير كُفؤ |
Bizim okulda bir öğretmen uygunsuz bir ilişkisi olduğu için kovuldu. Senin de uygunsuz bir ilişkin mi vardı? | Open Subtitles | طُردت معلمة في مدرستي لأنها خاضت علاقة غير لائقة. هل خضت علاقة غير لائقة؟ |
Şu demek oluyor, bazılarımız kovuldu, ve bazılarımız da Stamford ofise yollanıyor. | Open Subtitles | ماذا يعني ذلك ؟ حسناً , بعض منا مطرود |
İspanyolca derslerini takip ediyordum ama hoca kovuldu. | Open Subtitles | أردت أن أتعلم الأسبانية ولكن المعلم قد تم فصله |
Buna inanamıyorum. Gidiyor. kovuldu. | Open Subtitles | غير معقول، إنه ذاهب، إنه مفصول |
Güzel bilim adamı, kovuldu! Ama kendisi bunu henüz bilmiyor. | Open Subtitles | العالمة الجميلة مطرودة لكنها لا تعرف ذلك بعد |
Artık nasıl olduysa aynı zamanda Volvo bayiliğinden de kovuldu. | Open Subtitles | وبطريقةِ ما تمَّ طردُه مِن قِبَل "توكيل سيارات "فولفو |
Her neyse, broş çalındı ve arkadaşım Onu bana göstermekten dolayı kovuldu. | Open Subtitles | على أية حال، يُسرق الدبوس، وصديقتي تُطرد لعرضها الدبوس إلي |
kovuldu mu? | Open Subtitles | دعيني اخبرك بشئ انتي مطروده ، تمتعي بيومك مطروده ؟ |
Arka kapıdan kovuldu. - Yok canım. | Open Subtitles | لقد طُرد من المدرسة - لا, لم يطرد - |
Geçen yıl iki kere ceza aldı, sonra da kovuldu. | Open Subtitles | السنة الماضية عوقبت مرّتين ثم طُرِدت |
Çocuklara, ailelerinden elektrikle çalışan otomobil istemelerini söylediğinde kovuldu, değil mi? | Open Subtitles | بعدما طلب من الأطفال أن يسألوا آباءهم عن السيارات الهجينه هذا عندما طردته, أليس كذلكظ |