| Genç kızlar, soylular ve kraliçeler şatodan yalnız başlarına ayrılmazlar. | Open Subtitles | الفتيات الصغيرات ، الملوك ، الملكات لايخرجون من القلعة لوحدهم |
| Genellikle kraliçeler birden çok kez çiftleşirler. | TED | في أغلب الأحيان الملكات يتزاوجن أكثر من مرة. |
| Dünyadaki tüm kraliçeler seni sırf otuzbir çekerken izlemek için para yağdırırlar. | Open Subtitles | الملكات من كل انحاء العالم ستدفع أموال جيده لكي تراك فقط وأنت تهتز |
| Krallar, kraliçeler, baktığın her yerde şövalyeler var, rehine konan da benim. | Open Subtitles | ملوك , ملكات , فرسان فى كل مكان وأنا الضحية الوحيدة |
| Kızlar, oğlanlar, punklar, ucubeler butchlar, hanımlar, krallar, kraliçeler, translar, deneyenler bayanlar ve baylar. | Open Subtitles | أولاد , بنات , معتوهين , مجانين نساء ملكات ملوك كلاب جرو متدربون متدربات سيدات , سادة |
| Diğer kraliçeler saygılarını sunmak istiyor. | Open Subtitles | تود الملكات الأخريات التعبير عن إحترامهنّ |
| Ve kraliçeler çiçek, masaj, çikolata ve içki elmaslar, yakutlar, zümrütler eşarp dolu sandıklar ve bir şeyin üstüne sürdüğünde ısınan değişik türde yağlardan hak ediyorlar. | Open Subtitles | و الملكات تستحق الأزهار و جلسات التدليك الشوكلاتة و الخمر الماس، الياقوت، الزمرد |
| Ona bir bak. Bir gün krallar ve kraliçeler için yün eğirebilir. | Open Subtitles | انظري إليه، يمكن أنْ يغزل للملوك و الملكات ذات يوم |
| Ama kraliçeler işlevini yitiren ittifaktan salıverilmeleri için yalvarabilirler mi? | Open Subtitles | ولكن الملكات يمكن مشاهدتهن يتوسلن للمطالبة للمعاهدات الغير منفذه |
| Buradalar, kraliçeler, oylarınıza ihtiyaçları var. | Open Subtitles | انهم هنا, انهم الملكات انهم بحاجة لاصواتكم |
| Bu işçi ordunu oluşturmakta yardımcı olmakla kraliçeler amaçlarına hizmet etmiş oldular ve artık harcanabilirler. | Open Subtitles | بعد أن صنع التعاون هذا الجيش من العاملات حقّقَت الملكات غرضهن وهنّ منهكاتٌ الآن |
| kraliçeler hep burada süslenirmiş, peki sen kraliçeni bu akşam süslemeyecek misin? | Open Subtitles | لقد اعتادت الملكات أن يتزين هنا ألن تزين ملكتك الليلة؟ |
| Yedi'nin yasalarına göre ne krallar, ne de kraliçeler kutsal bir sorgulamadan muaf değildir. | Open Subtitles | وفقا لقانون السبعة لا الملوك ولا الملكات معفون من الشهادة في التحقيق المقدس |
| Sana, kraliçeler kraldan bağımsız değildir, dediğimde seni kontrol etmeye çalışmıyordum. | Open Subtitles | عندما اخبرتك بأن الملكات ليس لديهن الحريه كما الملوك لم اكن احاول السيطره عليك |
| Ama şeytani kraliçeler daima kaybeder. | Open Subtitles | ولكن الملكات الشريرات؟ يميلون إلى السقوط |
| kraliçeler kolay halledilemez. Bunu bana sen öğrettin. | Open Subtitles | لايمكن الغاء الملكات بسهولة هذا ما علمتني أياه. |
| Tarih boyunca zenginler, kraliyet aileleri, firavunlar, kraliçeler, krallar, rahipler, rahibeler, yani et yemeye gücü yeten insanlar, damar hastalıkları, obezite gibi hastalıklarla boğuşmuşlardır. | Open Subtitles | على مرّ التاريخ، الأغنياء، الملوك، الفراعنة، الملكات والملوك، الرهبان، الراهبات، |
| Kral dolaşmaya başlayıp farklı türlerle ilişkiye girerek yeni kraliçeler doğurtuyor. | Open Subtitles | يسافر الملوك ويلاقون فصائلٍ مختلفة .لأجل إنجاب سلالة ملكات جديدة |
| Sizi bilmem, kraliçeler bu canavarın her gün üzerime atlamasına izin verirdim! | Open Subtitles | أنني لا أعرف بشأنكن يا ملكات لكنني أود أن اسمح لذلك الوحش أن يلقي ما يريده عليّ في أيّ يوم |
| Hayır, anlamadığım, tüm hayatın boyunca tanıdığın, sana kraliçeler gibi bakacak olan benim yerime gidip o dışarıdaki bok çuvalını nasıl seviyorsun? | Open Subtitles | هكذا أنتِ لن تستطيع حبّ، شخص دخل حياتكِ بالكامل. شخص ما جعلك تبدين كملكة حقيقية. وبدلاً منه تفضلين عليه ذلك اللعين. |
| Halkının olmazsa olmaz bir parçası ve savaşçılar, kral ve kraliçeler için soylu bir uğraş. | Open Subtitles | كان الجزء الصميمي لمجتمعهم والشرف يُطارد المُحاربين , ملوك وملكات |