| Leo, lezletli yulaflı Krepler için tam zamanında geldin. | Open Subtitles | ليو، في الوقت المناسب لبعض القمح الجرثومية لذيذ الفطائر. |
| Hayır, hayır. Krepler bir özür. Aşırı tepki verdim, elbette okula gitmelisin. | Open Subtitles | لا لا ، الفطائر اعتذار ، لقد بالغت في ردة فعلي من قبل ، بالطبع عليك الذهاب للجـامعة |
| "Mükemmel Krepler" adında bir bölümümüz var ve bu restoranın o kreplerden yaptığını duydum. | Open Subtitles | فلنعد وثائقيا حول الفطائر سمعت أنه كان يعد هنا |
| Fena değil. Ama kahvaltı için hayvan şekillerinde Krepler yapıyor. | Open Subtitles | لا بأس به، ولكنه يعد فطائر الإفطار على هيئة حيوانات! |
| Eğer kötü bir hafta geçirirsem komik Krepler yapmak beni neşelendirir. | Open Subtitles | إذا حضيت بإسبوع سيئ فإن صنع الفطائر المضحكة يرفع معنوياتي |
| Ama komik Krepler yaptığım bir haftada neşelenmek için ne yapmam gerekecek? | Open Subtitles | لاكن لو كان صنع الفطائر المضحكة عملي طوال الأسبوع ما الذي أصنعه ليسليني؟ |
| Bilirsin sahnenin büyüsü gizemi, Krepler. | Open Subtitles | الغموض و الفطائر انت لا تريدي ان يفوتك هذا |
| Krepler anneminki kadar güzel değil ama buraya esas geliş sebebim saygı. | Open Subtitles | الفطائر المحلاة ليست لذيذة تماماً مثل فطائر أمي |
| Ama bir gün yumurtalar seni onlar ve Krepler arasında bir seçim yapmaya zorlarsa ve sen de o hamur gibi ve lezzetsiz olan krepleri seçip bir daha hiç yumurta yemezsen eğer yumurtalar buna çok üzülürler. | Open Subtitles | ولكن إذا في يوم من الأيام، صحيح؟ البيض أجبركي أن تختاري بينهم أو بين الفطائر المحلاة وأنتي اخترتي الفطائر |
| Olayı netleştirmek için soruyorum, bir tarafta sen, Peter Gabriel ve yumurtalar varsınız, diğer taraftaysa Krepler... | Open Subtitles | حسنا، لنكن واضحين، على جانب واحد، أنه البيض بيتر غابريل، وأنت، وعلى الجانب الآخرأنها الفطائر المحلاة |
| Umarım bunu söylediğim için kusuruma bakmazsın ama bunlar şimdiye kadar yediğim en iyi Krepler. | Open Subtitles | آمل ألا تمانعي قولي, ولكن هذه حول الفطائر فهي أجل شيء تناولته |
| Ve... ve şu anda yaşamak... bol tereyeğlı, tatlı Krepler anlamına geliyor! | Open Subtitles | والآن، العيش يعني كومة كبيرة من الفطائر بالزبدة والعسل |
| Büyük bir kahvaltıydı. Krepler, yumurtalar, çeşit çeşit reçeller. | Open Subtitles | وكان إفطار كبير، كثير من الفطائر المحلاة والبيض وعدة أنواع من المربى الفاخرة |
| Dediklerine göre buradaki Krepler berbatmış. | Open Subtitles | يقولون إن الفطائر المحلاة هنا رديئة. |
| Bu dünyada, plaklar tıpkı Krepler gibi yapılıyordu. | Open Subtitles | في هذا العالم كل شيء مستدير مثل الفطائر |
| Bu dünyada, plaklar tıpkı Krepler gibi yapılıyordu. | Open Subtitles | في هذا العالم كل شيء مستدير مثل الفطائر |
| Daha önce konuştuğumuz şu Krepler. | Open Subtitles | تلك الفطائر التي تحدثنا بشأنها مسبقًا. |
| En azından ben buna dahil değilim. Doğum günleri, bebeklik fotoğrafları, Meyveli Krepler. | Open Subtitles | أعياد الميلاد ، صور الطفولة ، فطائر التوت الأزرق. |
| Bakalım. Küçük boy, kıça şaplak Krepler. | Open Subtitles | لنرى و أنا حصلت على كومة فطائر محلاة صغيرة |
| Ben Breton ve muhteşem Krepler yaparım. | Open Subtitles | أنا بريتون و أنا جعل الكريب الكمال. |
| Aman Tanrım, derin doku masajları, Krepler... alnında bir TV ekranı olsaydı ve kulaklarındna nefes alabilseydin mükemmle olacaktın. | Open Subtitles | يا رجل ، تدليك عميق وفطائر.. إن كان لديك تلفاز على جبهتك وتتنفس من أذنيك لكنت ستكون مثالي |