| Kripton'un enerji kaynakları Dünya'daki her şeyden çok daha güçlüdür. | Open Subtitles | ومصدر الطاقه كريبتون وهي أقوى شي على الأرض |
| Bu taklidin arkasında ne varsa Kripton'un güneşini etkiliyor. | Open Subtitles | الشخص الذي خلف هذا يقلد آثار شمس كريبتون |
| Yani tek yapmamız gereken Kripton'un eski yerini bulmak. | Open Subtitles | علينا أن نكتشف أين كان كريبتون |
| Bu kristal odada Kripton'un kırmızı güneşinin ışınları var. | Open Subtitles | هذه الغرفة الكريستالية بداخلها الأشعة المسخرة للشمس الحمراء لكريبتون |
| İnsan çağının bitişine ve Kripton'un dirilişine tanıklık etmen için. | Open Subtitles | للشهادة على نهاية العصر الإنساني و إنبعاث الكريبتون |
| Yani tek yapmamız gereken Kripton'un eski yerini bulmak. | Open Subtitles | علينا أن نكتشف أين كان كريبتون |
| Bir zamanlar sana, bana katılma ve Kripton'un mirasını sürdürme fırsatını verdim. | Open Subtitles | سبقَ وعرضة عليك فرصه ألى الانضمام ألي لكي نحمل أسم عالمك (كريبتون) |
| Yeni Kripton'un başkenti için uygun bir yer. | Open Subtitles | بقعة مناسبة لتكون عاصمة مدينة "كريبتون" الجديد |
| Biz Kripton'un yaşamını kutluyoruz, ölümünü değil. | Open Subtitles | نحن نحتفل بحياة أفراد "كريبتون" وليس وفاتهم |
| Belki de. Kal-El, Kripton'un evladı. Benim türümden olduğun için gurur duyuyorum. | Open Subtitles | على الأغلب يا (كال إيل) إبن كوكب "كريبتون" أفخر أن أدعوك نسيبي |
| Kripton'un kızıl güneşinden.. | Open Subtitles | حتى إن هاجرت من شمس كوكب (كريبتون) الحمراء |
| Sen Kripton'un son evladısın. | Open Subtitles | أنت آخر أبناء كريبتون |
| Cyrus'un bana verdiği koordinatlar Kripton'un olduğu aynı güneş sistemi için. | Open Subtitles | كلها من نفس مجرة كوكب كريبتون |
| Süperman'in gezegeni Kripton'un teknolojisi kristallerin büyümesini kontrol etmeye dayanmış. | Open Subtitles | التكنولوجيا على (كريبتون)، كوكب (سوبرمان) الأمّ استندت إلى التلاعب بنموّ البلورات |
| Bu defa, Kripton'un oğlu, beynim kadar adalem de var! | Open Subtitles | هذه المرة، يا ابن (كريبتون)، أنا أمتلك قوة كبيرة بالاضافة للذكاء |
| Demek Kripton'un oğlunu yeniden gücüne kavuşturan buymuş. | Open Subtitles | لذا هذا ما يزود ابن (كريبتون) بالقوة الجديدة |
| Büyük "k", küçük "r". Kripton'un atom sembolü. | Open Subtitles | الكبير "كي " الصغير "أر " الرمز الذري لكريبتون |
| Kripton'un savunma sistemi kapatmaya çalışırken yakalanmıştı. | Open Subtitles | تم القبض إنها أثناء محاولة اغلاق نظام الدفاع الكريبتون و. |
| Kripton'un enerjisinden geriye kalan herşey sende | Open Subtitles | كلّ تلك البقايا طاقة الكريبتون |
| Anlayacağın, bizim hantal ve toprağa bağlı yapılarımızdan farklı olarak Superman'in gezegeni Kripton'un teknolojisi kristallerin büyümesini kontrol etmeye dayanmış. | Open Subtitles | حاولي أن تفهمي ، على عكس بناءاتنا المحلية والبالية فإن التكنولوجيا الموجودة في الكريبتون عالم سوبرمان المنزلي قائم على عملية تطور البلورات |