| Yine kaçırırsa kulaklarını tıka. | Open Subtitles | إن أخطأ برميته التالية فأنصحك بأن تسدّي أذنيك ِ. |
| Gördün mü, kulakların seni kurtardı. Sana her zaman kulaklarını kullanmanı söyledim. | Open Subtitles | قد أنقذتك أذناك لقد أخبرتك دائما أن تستعمل أذنيك |
| Kaçmaya, Şerif veya herhangi birisiyle konuşmaya çalışırsan, o kulaklarını keser. | Open Subtitles | ان حاولت الهرب او الذهاب الي الشيريف او غيرة سيقطع اذنيك |
| Bir kadın giysiliyken, kendisini savunmak için ellerini ayaklarını kullandığında erkeğin burnunu, gözlerini, kulaklarını ve yüzünü tırmalar. | Open Subtitles | عندما تحرك المرأة يديها وأرجلها لتنقذ نفسها فهى تجرح أنف الرجل أو عينيه أو أذنيه أو وجهه |
| Pekala,kulaklarını tıka 'bu biraz gürültülü olabilir. | Open Subtitles | حسنآ,غطى أذنك الآن لأن هذا قد يكون عاليآ |
| Biri seni öldürmeden git kulaklarını bir doktora göster. | Open Subtitles | أفحصي أذنيكِ عند الطبيب، قبل أن يُقتل شخص ما. |
| Kapama merhametli kulaklarını dualarımıza. | Open Subtitles | لا تغلق آذانك الرحيمة عن سماع دعاءنا |
| O zaman kulaklarını dana net duymaya adapte etmeliyiz. | Open Subtitles | إذاً لا بد أن نعدّل أذنيك لتسمع بوضوح أكثر |
| Otobüsdeyken, parmaklarınla kulaklarını tıka yoksa güzel bir sesin peşine takılır, kaybolursun. | Open Subtitles | على متن الحافلة، ضع أصابعك في أذنيك أو سوف تتبع صوت جميلة وتضيع |
| Sex yapmaya gidiyor. kulaklarını temizletmelisin. | Open Subtitles | إنهما ذاهبان فوق ليمارسا الجنس إنزع الشمع من أذنيك |
| Şimdi ne istiyorsun, kulaklarını mı düzelttireceksin? | Open Subtitles | ما الذي تنوي فعله الآن، ارجاع أذنيك ليحاذيا رأسك؟ |
| Güzel kulaklarını uçuracak kadar hassas bir durumdayım. | Open Subtitles | فمن المحتل ان اقدم على الاطاحه باحدى اذنيك |
| Saçını boyatman ve kulaklarını deldirmen yeter. Sana bedava yapabilirim. | Open Subtitles | كل ما يلزمك ثقبان في اذنيك يمكنني ان أفعلها لك مجاناً |
| Bunu duymak için çok küçüksün. kulaklarını kapat. | Open Subtitles | انك صغير جداً على سماع هذا لذا غطي اذنيك |
| Eğer gözlerini böyle kapadıysa, kulaklarını kapatamamış demektir. | Open Subtitles | ولكن تغطية عينيه بهذا الشكل تعني بأنه لم يكن بإمكانه تغطية أذنيه |
| Babam annemin sesini duyduğu zaman kulaklarını söküp, bir daha görmemek için de.. | Open Subtitles | تجعله يريد تمزيق أذنيه و تخيطهم على عينيه |
| Eğer bir saniye bekleyip kafandaki o çubukları çıkarıp kulaklarını temizlersen, | Open Subtitles | أمهلى نفسك وقتاً لتنزعى العصىّ من شعرك و تنظّفى أذنك |
| Ellerinle kulaklarını kapa ve mektupları tekrar oku. | Open Subtitles | أعيدي قراءة الرسائل ويداكِ تحتضن أذنيكِ |
| Herkes başını eğip kulaklarını kapasın. | Open Subtitles | حسنا، كلّ شخص، إخضع رأسك ويغلق آذانك |
| Çocukların kulaklarını örtün ve köpeğe karşılık veremeyeceği kadar ilaç verin. | Open Subtitles | لذا سدوا آذان الأطفال وأعطوا الكلب المخدرات بحيث لا يستطيع المقاومة |
| Itaat kasabasında kadın göstermek için, ve burun yüzden onun kulaklarını kesti. | Open Subtitles | لذلك قاموا بقطع أذنيها وأنفها, حتى يجبروا النساء الأخريات في القرية على الطاعة |
| Ve kulaklarını kullanarak dünyayı dolaşabiliyorlar. | TED | ونمكنهم من التحرك في العالم بواسطة آذانهم |
| Onun gizli beyin gücü gözlerini kör, kulaklarını sağır etti. | Open Subtitles | إن قوى حواسه الغامضة مكونة من تلك الأعين التي ترى وتلك الآذان التي تسمع |
| Sonunda dediler ki... Kendi kulaklarını kesmek istemiş. | Open Subtitles | قالوا أنهُ بحلول النهاية أراد أن يقطع أذناه |
| Eğer iyi değilse, gerçekten kulaklarını özleyecek çünkü görünüşe göre bir kısmı saatin üstüne sıçramış. | Open Subtitles | إذا لم يرحل فسيفتقد أذنه بالفعل لأنَّ جزءاً منها مُعلَّقٌ على الساعة |
| kulaklarını kapa, sen dinlerken yapamıyorum. | Open Subtitles | فلتغطى أُذنيك ، لا أستطيع أن أُكمل وسط استماعك |
| Gözlerini açık tut. kulaklarını açık tut. | Open Subtitles | أبقى عينك مفتوحه و أبقى اذناك مفتوحه |