| Yanıtlarından memnun kalmamış o yüzden üçü de Kule'ye gönderildi. | Open Subtitles | و لم يكن راضيا بإجاباتهم وتم نقل ثالثتهم إلى البرج |
| Bizim için Kule'ye erişim sağlarsan azabına son vereceğime söz veriyorum. | Open Subtitles | اعثرا لنا على مدخلٍ إلى البرج وأعدُكَ بأنى سأضعُ حداً لمُعاناتكَ |
| Kule'ye ziyaretçi getirmek pek sana göre değil. | Open Subtitles | فليس من شيمكَ أن تأتي بالغرباء إلى البرج |
| Monsieur Sauvage, Majesteleri Kraliçe adına... size Kule'ye hoşgeldiniz demek istiyorum. | Open Subtitles | سيد سوفاج, بالنيابه عن جلالتها هل يمكنني الترحيب بك في البرج |
| Kraliyet Asası'na sahtesini koyarak Kule'ye geri yollayacaklardır. | Open Subtitles | ثم سيضعون نسخة مطابقة لها في الصولجان الملكي و يضعونها في البرج |
| Kraliçe'nin tutuklama emrini ifa etmek ve kendisiyle nedimelerine Kule'ye kadar eşlik etmek için geldim. | Open Subtitles | لقد جئت لتنفيذ الأمر بالقبض على الملكة ولمرافقتها ووصيفاتها الى البرج |
| Kule'ye girmek için kullandığı programı satıyor. | Open Subtitles | إنه يقوم ببيعها، البرنامج الذي استخدمه للدخول إلى البرج |
| Bizi Karanlık Kule'ye ulaştırabilirim. Kesin konuşuyorum. | Open Subtitles | بإمكاني إيصالنا إلى البرج المظلم أنا متأكد |
| Güvenliği için Kule'ye kadar Kral'a eşlik edeceğiz. | Open Subtitles | لدينا امر بمرافقة الملك إلى البرج من أجل حمايته. |
| Bekle biraz, evet, biliyorum. Kule'ye. | Open Subtitles | لحظة بل أعلم لقد ذهبوا إلى البرج |
| Beyaz Kule'ye gitmeliyiz. | Open Subtitles | من الأفضل أن نذهب إلى البرج الأبيض |
| Dinle, hemen Beyaz Kule'ye gelmeni istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | أسمعي, أريدك أن تأتي إلى البرج الأبيض |
| Hayatım boyunca yaşadığım en büyük sevinç ve en derin memnuniyet içinde Kuzey Kule'ye vardım. | Open Subtitles | وصلت إلى البرج الشمالي، أشعر ببهجة حادّة. أعمق رضا عن النفس، شعرتبهفي حياتيقطّ . |
| Sonra durup Güney Kule'ye baktım. | Open Subtitles | لكن، حينها نظرت إلى البرج الجنوبي، |
| Sizi Kule'ye getirirken ayaklarım geri geri gitti. | Open Subtitles | لم أصحب فى حياتى رجلاً إلى (البرج) وأنا كاره, مثلك |
| Kara Kule'ye çoktan gitmiş olmalı. | Open Subtitles | علينا الذهاب إلى البرج الأسود |
| Peter, bir gün okuldan sonra beni görmeye Kule'ye gelir misin? | Open Subtitles | (بيتر) ما رأيك بالقدوم لرؤيتي في البرج يوم ما بعد المدرسة؟ |
| Kule'ye hapsedildi. Biliyorum. | Open Subtitles | سجين في البرج أعلم ذلك |
| Normal bir kadın doğumcuya götürmek yerine Beyaz Kule'ye gitmesi için ısrar eden kişinin sen olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت أنك من أصر على ولادة (ليثا) في (البرج الأبيض) بدلاً من أخذها لطبيب ولادة عادي. |
| Sizi Kule'ye götürmek üzere emir aldım. | Open Subtitles | طلب مني بأن اصطحبك الى البرج |
| Benim görevim, Kule'ye kadar size eşlik etmektir. | Open Subtitles | إن من واجبي مرافقتك الى البرج |