| Laurel beni buradaki bütün insanlarla tanıştırman sana ne kadar minnettar olduğumu anlatamam. | Open Subtitles | لوريل لا أستطيع اخبارك كم أنا ممتنة لك تعرفنيني على كل هؤلاء الأشخاص |
| En azından, Laurel aptalca bir soru sorarken sevimli görünmeyi başarabiliyor. | Open Subtitles | ما لا يقل عن لوريل الساحرة عندما يطلب مني أسئلة غبية. |
| Laurel, Maryland'de John Hopkins Ünversitesi'ne bağlı bir uygulamalı fizik laboratuvarındayız. | TED | نحن في ولاية ماريلاند لوريل ، في مختبر الفيزياء التطبيقية المرتبطة مع جامعة جونز هوبكنز. |
| Memurun yardıma ihtiyacı var, 6600 Laurel Canyon. | Open Subtitles | يحتاج ضابط الى المساعدة، 6600 لورل كانيون. |
| Laurel Cooper ile Witgate Records'da şarkı söyledim ve bu mükemmeldi. | Open Subtitles | أن تم تسجيلي من قبل لورل كوبر من تسجيلات ويتجايت وقد كان الأمر عظيما |
| Bak, Laurel, Demokratik politikayla ilgilendiğini biliyorum ama edebiyatı okuman lazım. | Open Subtitles | انظري، لورال أنا أعلم أنك معلقّة بالسياسة الديموقراطية لكن عليك أن تقرأي المطبوعات |
| Laurel'i buradan kaçırır, Oli'yi de alıp, havaalanına Uber ile gideriz. | Open Subtitles | يمكننا كسر الغار من هنا، والتقاط اولى، واوبر مباشرة الى المطار. |
| Laurel, kaptana Hawaii ile telsiz bağlantısı kurup kuramayacağımızı sor. | Open Subtitles | "لوريل " , إطلبى من الكابتن مخاطبة " هاواى" بالراديو |
| Gitmeden önce soyunma odanı boşaltıp anahtarını Laurel'e verir misin? | Open Subtitles | و قبل أن تذهبين , هلا تنظفين غرفة ملابسك و تعطين المفتاح إلى لوريل ؟ |
| Laurel, Peter dolaptan seksi bir şeyler bulmanı söylüyor. Senin için yeni bir numarası varmış. | Open Subtitles | لوريل , بيتر يقول أنه قد وجد شىء أكثر إثارة فى خزانة ملابسك . هُناك نمرة جديدة لكى |
| Hayır, ben Laurel ile Hardy'yi severim, gerçek hayatta düzüşmedikleri belli olduğu halde. | Open Subtitles | كلا، أنا أحب لوريل وهاردي، على الرغم من أنهم بشكل واضح لم يختبروا الحياة الحقيقية. |
| Richard McGee adında biri var. Laurel Canyon'da oturuyor. | Open Subtitles | هناك رجل يدعى ريتشارد ميجي ويعيش في لوريل كانيون |
| Laurel Canyon Caddesi cinayetleriyle ilgili olarak porno yıldızı John Holmes gözaltına alındı. | Open Subtitles | فيما يتعلق بجريمة قتل لوريل كانيون و قد اتخذت الشرطة نجم الافلام الاباحية جون هولمز الي الحجز |
| 43-David. bir patika yoldan Laurel'e, doğuya doğru gidiyoruz. | Open Subtitles | ّ43 ديفيد. نحن متجهون شرقاً في ممر يتوجه إلى لوريل. |
| Laurel Canyon'da öldürülen çocuğun... kimliğini saptamışsın. | Open Subtitles | لقد سمعت أنك حددت مؤقتاً ضحية لورل كانيون |
| Büyükbabam Laurel ve Hardy'ye öyle sesleniyordu. | Open Subtitles | هذا ماكان يطلق عليه جدي على لورل و هاردي |
| 6600 Laurel Canyon. Ateş edildi. | Open Subtitles | 6600 لورل كانيون . أطلقت النيران |
| Laurel, Hunt'un avukatları demin yolladı bize bunu. Mahkeme yerini değiştirmek için başvurmuşlar. Şimdi Hakim Grell'in önünde yargılanacaklar. | Open Subtitles | , (لورل) , لقد حصلت على هذه من محاميّ (هانت) (لقد نقلوا المحاكمة , إننا الآن أمام القاضي (غريل |
| Laurel'la konuşmamızı mı dinledin? | Open Subtitles | هل سمعتني أنا و " لورل " عندما كنا نتحدث ؟ |
| Laurel'in Kaliforniya'ya gittiğini sanıyordum, sen değil. | Open Subtitles | اعتقدت أنّ لورال هي من تقطن كاليفورنيا وليس أنتِ |
| Laurel burada değil, Senatör. Her şey yolunda mı? | Open Subtitles | لورال ليست هنا ياسيناتور، هل كلّ شيءٍ على مايرام؟ |
| Acaba Laurel tüm bunlar konusunda ne düşünürdü. | Open Subtitles | أنا أتساءل ما الغار أن لقد فكرت في كل هذا. |
| Brenda Laurel: Daha iki gün önce üretimine başlanan "Rockett'in Zor Kararı"ndan, hızlıca, sadece bir dakika göstermek istiyorum. | TED | برندا لورا: أريد أن أريكم شيئا سريعاً فقط لدقائق لقرار روكت الخادع والذي نال الذهبية اليومين الماضية. |
| Laurel beni öldürecek, tamam mı? -Hoşça kal. | Open Subtitles | أنظري، يجب أن أذهب لورول)ستقتلني، وداعاً) |
| - Laurel ve Hardy'deki şişko çocuk. - Aynen. | Open Subtitles | (ذلك الرجل السمين في افلام (لاوريل هاردي أجل |
| Tek istediğim Laurel'in bu konuda sessiz kalmasını sağlaman tamam mı? | Open Subtitles | عليك جعل سوتن ألا تفشى هذا الأمر حسنا ؟ |