| Bu yüzden, oraya Rick, Liz ve Kevin'in yanına gittim ve söylemem gerekir ki, hayatımın en hareketli deneyimi idi. | TED | فذهبت الى هناك مع ريك وليز وكيفن، وعلي القول بأنها من أكثر الأمور التي تأثرت بها في حياتي |
| Ben çıkıyorum, çocuklar. Sanırım Liz ve ben bittik. | Open Subtitles | أجل، أنا سأغادر ، أعتقد أننا اكتفينا أنا وليز |
| - Evet, dostum, kesinlikle, dostum. Misafir odasında Liz ve Rodrigo'nun çarpmasına izin verdikler için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لسماحك لي وليز مع ر ودريجو المبيت في غرفة الضيوف |
| Böylece, Rick, Liz ve Kevin be ben ortak bir fikirde buluştuk. | TED | ولذلك أتينا أنا و ريك وليز بهذه الفكرة |
| Liz ve benim küçükken hiçbir şeyimiz yoktu. | Open Subtitles | أنا وليز لم نحصل على شيء حين كنا أطفال. |