| Evet, sıradan su, içine birkaç kaşık LSD katılmış sudan başka bir şey değil. | Open Subtitles | نعم, ماء عادي لم يُضف له شيء سوى بضعة ملاعق من عقاقير الهلوسة |
| Bize 2 gram LSD ve birkaç şeker küpü gerek. Bir koşu. | Open Subtitles | إننا في حاجة لمزج ألفان ميلجرام من عقاقير الهلوسة.. |
| Birkaç kişiye, neler olacağını görmek için LSD verdiler. | Open Subtitles | أعطوا إل إس دي إلى مجموعة الناس لرؤية ماذا يحدث. |
| Saha bakıcılarından birini uyuşturucuyla tutuklamışlar ve ertesi gün öğrencilerin yarısından çoğunun LSD aldığını öğrenmişler. | Open Subtitles | قبضو على احد بُستانيها بحيازته مخدرات. وفي اليوم الاخر وٌجد نصف الطلاب منتشين من حبوب الهلوسة. |
| Burada 300 tablet LSD var. | Open Subtitles | هناك 300 من الأقراص الصغيرة من عقار الهلوسة موجودة هنا |
| Ama bankaya bıraktığı şekerlerde hem rohipnol hem de LSD bulundu. | Open Subtitles | ولكن مركز السيطرة على الامراض وجد مادة مخدر ورويفول في الحلوى التي كانت تستبدلها |
| Her şeyin çizgi film olduğu LSD turuna hoş geldin. | Open Subtitles | اهلا بك لرحله ال اس دي حيث كل شيء كارتون |
| Şu an hissettiklerin LSD'nin etkisinden öte geliyor. | Open Subtitles | ما تشعر به الآن، إنّها مجرّد آثار من عقاقير الهلوسة |
| Bir şey daha: Daha önce LSD denedin mi? | Open Subtitles | شيء إضافي ، هل سبق لك تجربة عقاقير الهلوسة ؟ |
| Bu, 6 yıl boyunca LSD testlerini pozitif çıkaracak. | Open Subtitles | سيكون نتيجة اختبار تعاطي عقاقير الهلوسة إيجابياً منه لست سنوات |
| Ve sonra, uh, o bitince, genelde LSD kullanırım, ya da, uh, yada asit. | Open Subtitles | ثم حين ينفذ منّي أتجه غالباً إلى إل إس دي أو الحمض |
| Ben 25 yıIdır LSD'nin bilinç üzerindeki etkilerini araştırıyorum. | Open Subtitles | كُنتُ أُحَقِقُ بالآثار الهائِلَة على العَقل للعقار إل إس دي 25 و على الوَعي. |
| Belli başlı halüsinasyonların bazıları LSD ve psilosibin gibi maddelerle özdeşleştiriliyor. | TED | أحد أسوء أنواع الهلوسات، هي تلك المرتبطة بالأدوية مثل "سيلوسيبين" وعقار الهلوسة "إل إس دي". |
| - Bence LSD almıştı. - Gerçekten mi? | Open Subtitles | أعتقد أنّه كان تحت تأثير حبوب الهلوسة. |
| Sana söylemiştim, hep birlikte LSD* alacağız. | Open Subtitles | أخبرتك، سنأكل حبوب الهلوسة معهم. |
| "Tim bu LSD'nin kerameti değil. | Open Subtitles | لا يتعلّق الأمر بما يستطيع عقار الهلوسة فعله، |
| Albert Hoffman 25 tane eşik dozda LSD alarak Basel sokaklarında bisikletiyle dolaştı. | Open Subtitles | ألبرت هوفمان أخذ جرعة أكبر ب25 مرة من عقار الهلوسة وركب عجلته في شوارع باسل |
| Hiç LSD almadığından emin misin? | Open Subtitles | هل أنتِ واثقة أنك لم تتعاطي أي مخدر مهلوس؟ |
| Sanırım, boyut değiştirmek için biraz LSD almalıyım. | Open Subtitles | اعتقد بأني سأؤجل الى بعد آخر لأخذ ال اس دي |
| Biz kamyonetteydik ve LSD almıştık ve Sonny ona da verdi. | Open Subtitles | ..قمنا جميعنا بالركوب في عربة كبيرة وكنا نتناول الأسيد |
| LSD ve sanrı yapan maddelerin taklit ettiği. | Open Subtitles | هي مادة تحاكيها المخدرات التي تسبب هلوسة |
| Her türlü öneri sunuldu; Suikasttan Fidel'i deli gibi göstermek için bir televizyon stüdyosuna LSD püskürtmeye kadar. | Open Subtitles | كل شيء كان مقترحًا ،بداية من الاغتيال "LSD" إلى رش مهلوس بإستديو التصوير التلفزيوني ليبدو الأمر كما ولو أن فيدل قد جُن جنونه |
| LSD'nin etkisinin 12 saatte geçeceğini söyledim. Eğer şu an iyiysen, bu konuda yanılmış olmalı. | Open Subtitles | أخبرتها أن مفعول ثاني الإيثيل يمتد لـ12 ساعة و أنها مخطئة إن كنت بوعيك |
| Çünkü çılgın herif yatmadan önce iki LSD hapı atar öyle yatardı. | Open Subtitles | لأنه كان يأكل حبتين من حبوب الآسيد المخدره قبل أن يقوم من سريره |
| Hiç LSD kullanmadım ve hiç pokerde ayakkabılarımı kaybetmedim. | Open Subtitles | لم أأخذ ابداً حمض الليسرجيك ولم اضيع حذائي وانا العب البوكر |