| Büyükelçi açısından da daha münasip olur sanırım. | Open Subtitles | و أكثر ملائمة للسفارة أيضاً ، حسب اعتقادي | 
| Neyin münasip olduğunu ve senin nasıl biri olduğunu öğrenene kadar. | Open Subtitles | إلى أن إكتشف ما هو لائق حقا و أي صديق أنت كنت | 
| Zavallıcık en azından münasip bir şekilde gömülecek. | Open Subtitles | على الأقل الفتى المسكين سيحظى بدفناً لائقاً | 
| Binlerce sorum vardı. Ama hiçbiri münasip değildi. | Open Subtitles | .كان لدي حوالي الألف .لكن ولا واحد منها كان مناسباً | 
| Pek münasip, sen ne dersin? | Open Subtitles | و الان تتحدث الي الرجل الذي ننوي شراء شركتة الموقف ملائم اليس كذلك؟ | 
| Doğru ve çok münasip söyledin. | Open Subtitles | لقد قلتها بشكل صحيح وبطريقة لائقة ايضا | 
| Ivy münasip olan süreden çok sonra bile hala etrafta küloduyla dolaşırdı. | Open Subtitles | (ايفي) كانت تدور في الجوار بكلسيونها وبعد فترة طويلة أصبح ملائماً | 
| Okulda, sinir gazinin insan bedenine etkilerini... - ...detaylica anlatmak münasip mi sence? | Open Subtitles | في المدرسة، أتعتقد أنّه مُلائم الشرح بالتفصيل تأثير غاز الأعصاب على الجسد البشري؟ | 
| Sizin şarkılarınız benim sarayıma neden münasip değilmiş ki? | Open Subtitles | و لماذا يجب أن تكون أغانيك غير ملائمة لقصري؟ | 
| Eğer ahır yangınını telafi etmek istiyorsan, bize münasip bir devekuşu ağılı yapabilirsin. | Open Subtitles | اذا كنت تسعى الى التعويض عن حرق الحظيرة فحظيرة ملائمة للنعام قد تفيدنا بالتأكيد | 
| Seçilen münasip bir zamanda, cezanız gereği asılarak idam edilmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | إلى بقعة ملائمة من دون إرجاءٍ وستعلّقان من عنقيكما حتى تفارقا الحياة | 
| İyi bir cenaze yönetmeninin yapacağı gibi cesedi münasip bir şekilde gömülebilmesi için muhafaza etti. | Open Subtitles | ومثل أيّ مدبّر جنائز ماهر بعمله إعتنى بالجثّة لتحصل على دفن لائق | 
| Çabamıza ve zamanımıza değecek münasip bir yatırım olarak görünmüştü. | Open Subtitles | لقد بدا الأمر وكأنّه إستثمار لائق لوقتنا ومجهودنا | 
| Bu hiç münasip değildi. Kusura bakam edepsiz şirin. | Open Subtitles | هذا غير لائق آسفة, أيتها السنفورة الشبقة | 
| Böyle bir niyetim asla olmadı. Herkes münasip bir defini hak eder. | Open Subtitles | لم تكن تلك نيتي فالجميع يستحقّ دفناً لائقاً | 
| Hayır, eminim ki eğer bu görüşmenin belgelerini okuyacak olursan her şeyin gayet münasip olduğunu görürsün. | Open Subtitles | لا ، أنا متأكدة ، أذا قرأتُ نسخ من هذه المحادثة كل شئ سيكون لائقاً | 
| - Ve siz bunu bana bildirmemeyi münasip gördünüz, finans müdürünüze | Open Subtitles | وانت اعتقدت ان إبلاغي ليس مناسباً انا مدير الشؤون المالية | 
| Doğru değil, uygun değil, adil değil, münasip değil. | Open Subtitles | هذا ليس صحيحاً ، ليس عادلاً و ليس مناسباً | 
| Pek münasip, sen ne dersin? | Open Subtitles | و الان تتحدث الي الرجل الذي ننوي شراء شركتة الموقف ملائم اليس كذلك؟ | 
| Korkarım evlenemezsiniz münasip bir yüzük olmadan. | Open Subtitles | أخشى أنك لا تستطيعين الزواج من دون خاتم ملائم | 
| Ama korkarım ki kuzen Violet bunu münasip bulmuyor. | Open Subtitles | لكني أخشى أن إبنة العم "فيوليت" لا تعتقدُ بأنها لائقة تماماً | 
| Düğünü kaçırmış olman münasip olmuş. | Open Subtitles | كان ملائماً لك تفويت الزفاف. | 
| Mazeretinize tanıklık edenlerin maaşlarını sizden alması ne kadar münasip! | Open Subtitles | -موظفيّ . حسناً، كم هو مُلائم أنّ كلّ أعذارك يقعون ضمن مرتباتك. | 
| münasip mi? | Open Subtitles | هل هذا صالح ؟ | 
| 25 senedir hayatında olmadığıma göre mal mülkümü onun miras alması münasip. | Open Subtitles | وبما أنّي لم أشهد الـ25 سنة الأولى من حياتها، سيكون من المناسب أن ترث شركة عقاراتي. |