| Hala görevdeymiş, ama danışmanlığa ihtiyacımız olursa müsaitmiş. | Open Subtitles | لكنه متاح للإستشارة، لو إحتجنا إليه |
| Barmenlik konusunda biraz daha çalışman gerekirse, Mouth müsaitmiş. | Open Subtitles | إسمعي هذا,(أليكس)(ماوث)متاح إذا كنت تريدين دراسة المزيد عن إدارة الحانة |
| Bay Wayne görüşme için şu an müsaitmiş. - Ona ne diyeyim, efendim? | Open Subtitles | السيّد (واين) متاح لإجراء مقابلة الآن ماذا أخبره، سيّدي؟ |
| Sadece geçen akşam müsaitmiş. | Open Subtitles | كان متفرغاً يوم أمس فحسب |
| Şansıma müsaitmiş. | Open Subtitles | -لحسن الحظ كان متفرغاً |
| 2017'de anca müsaitmiş. | Open Subtitles | 2017. انه متاح بداية من |
| - Mike müsaitmiş. - Öyle mi? | Open Subtitles | ان مايك متاح |