| Bu da müvekkilimden açıkça nefret eden bu genç bayanın söylediklerine inanmamızı gerektiren bir durum. | Open Subtitles | ونحن ببساطة علينا أن نقبل من هذه السيدة التي أوضحت تماما مشاعر الكراهية ناحية موكلي |
| müvekkilimden daha fazla para hak ettiğinize gerçekten inanıyor musunuz? | Open Subtitles | تعتقدينَ بأنكِ أستحقيتي أكثر من مال موكلي ؟ |
| müvekkilimden örnek almaya izniniz yok. Kurbanda bulduğumuz meni ile Finley'inkini karşılaştırmaya hakkımız var. | Open Subtitles | ليس لديك الحق لأخذ عينات بيلوجية من موكلي. |
| Onu müvekkilimden uzak tut. Böyle engeller çıkarırsan seni koruyamam. | Open Subtitles | أبقها بعيدة عن موكلتي لن استطيع حمايتك ان أثرتهم هكذا |
| Ama müvekkilimden etkileneceğinizi düşünüyorum. | Open Subtitles | لكني أعتقد ستكون معجباً بموكلي |
| Kaba kuvvet ile veya psikolojik baskı kullanılarak müvekkilimden alınan herhangi bir ifade güvenilir bir itiraf niteliği taşımaz. | Open Subtitles | الذى يصرح بأن أى بيان أدلى به موكلى أو أى دليل مادى تم الحصول عليه قد تم ذلك تحت اجبار |
| müvekkilimden bir kuruş almana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | ولن أسمح لك بأخذ مال موكّلي |
| İtiraz ediyorum. müvekkilimden iş tiyoları almaya gelmediniz. | Open Subtitles | اعتراض، لست هنا لتحصلي على نصائح عمل من موكلي. |
| Eğer Bay Coleman'a benim müvekkilimden bağımsız bir şekilde zarar vermeye kalkışan birileri var idiyse müvekkilimi hapsetmek bu sorunu gidermek için hiçbir işe yaramaz. | Open Subtitles | اذا كان هناك من يعمل منفصلا عن موكلي محاولا أن يؤذي السيد كولمان حجز موكلي لن يفعل شيء ليمنع ذلك |
| Bay LaGuardia, müvekkilimden sorularınıza cevap vermemesini istedim. | Open Subtitles | سيد لاغورديا قد طلبتُ من موكلي ألا يجيب عن أسئلتك |
| müvekkilimden bundan sonraki sorulara cevap vermemesini isteyeceğim. | Open Subtitles | سأطلب من موكلي , أن يتوقف عن إجابة الأسئلة هذه المرة |
| Bay Froines, müvekkilimden özel bir hedefi izlemesini istediniz mi? | Open Subtitles | سيد فروينز، هل طلبت من موكلي مراقبة هدف محدد؟ |
| - Ellerin titriyor. - müvekkilimden uzak dur. | Open Subtitles | يداك ترتعشان ابق بعيدا عن موكلي |
| müvekkilimden 28 milyon istiyordunuz. | Open Subtitles | كنتَ تطلب من موكلي 28 مليون دولار |
| Davacı taraf müvekkilimden çalınan 400 ayakkabıyı... | Open Subtitles | الحقيقه ان السرقه الموجهه... سرقة 400 حذاء التي وجهها موكلي... |
| İrlandalı ve dalgacı olmaktan başka suçu olmayan... ve yanlış zamanda ve yanlış yerde bulunan müvekkilimden... 15 yıIlık kan ve ter aldınız! | Open Subtitles | لقد سفكت دماء موكلي لمدة 15 عاما... والذي كانت جريمته الوحيدة كونه إيرلنديا... وطائشا ,وأنه كان بالمكان الخطأ بالوقت الخطأ |
| İrlandalı ve dalgacı olmaktan başka suçu olmayan... ve yanlış zamanda ve yanlış yerde bulunan müvekkilimden... 15 yıllık kan ve ter aldınız! | Open Subtitles | لقد سفكت دماء موكلي لمدة 15 عاما... والذي كانت جريمته الوحيدة كونه إيرلنديا... وطائشا ,وأنه كان بالمكان الخطأ بالوقت الخطأ |
| Demek ki kanıt, Victoria Enright'ı müvekkilimden başka birinin öldürdüğünü gösteriyor. | Open Subtitles | أعني، الدليل يمكن أن يُثبت بأن شخص ما غير موكلي قتل (فيكتوريا إنرايت). |
| Öncelikle, müvekkilimden yükümlü olmadığı bir vergi talep ettiler. | Open Subtitles | أولاً: فرضوا ضريبة على موكلتي مع أنها لا تعمل |
| Bay Preston ve onun müvekkili, ...bu yayın ağı, müvekkilimden 2 milyon alamayacaklarını biliyorlar. | Open Subtitles | فالسيد برستون وموكله الشبكة التلفزيونية يعلمون أنهم لا يستطيعون الحصول على مليونين من موكلتي |
| Ama müvekkilimden etkileneceğinizi düşünüyorum. | Open Subtitles | لكني أعتقد ستكون معجباً بموكلي |
| müvekkilimden alınan sabit diskin kanıt olarak sayılmamasını istiyoruz. | Open Subtitles | سيتم نقل الدفاع لاسبتعاد القرص الذى أُخِذ من موكلى. |