| Bilim müzesine konursa, üç boyutlu veri görüntülemesi olur. | TED | إن وضعتها في متحف علمي، تصبح تصورا ثلاثي الأبعاد للبيانات. |
| Son 20 yılda, Londra Bilim müzesine ait bir takım tarafından orijinal plan kullanılarak, o motorların iki modeli oluşturuldu. | TED | وقد تم بناء نموذجين لمحركه في السنوات العشرين الأخيرة بواسطة فريق من متحف العلوم في لندن باستخدام رسوماته الفنية. |
| Geçenlerde onları Doğa Tarihi müzesine götürdüm. | TED | مؤخرا ذهبت بهم إلى متحف التاريخ الطبيعي. |
| Yumurtalarını üreme kliniğine satabilirsin, ya da o sakalını Gülünç Ötesi müzesine satarsın. | Open Subtitles | لربّما يمكنك بيع خصيتيك إلى عيادات الخصوبة, أو.. بيع تلك اللحية خاصّتك لمتحف السخافة |
| Benim toplumumdan çıkan birçok şeyin İngiliz müzesine nasıl vardığıyla ilgili çok ilginç ve farklı bir hikaye anlatabilirim fakat bunun için zamanımız yok. | TED | استطيع ان احكي تاريخ شيق ومختلف عن كيفية وصول الكثير من تراث مجتمعي الى المتحف البريطاني، ولكن ليس لدينا الوقت لذلك. |
| Hey, Jen. Megan hiç otomobil müzesine gitmemiş. | Open Subtitles | جين، ميجان لم تذهب أبداً إلى متحف السيارات. |
| Jason' ının Barbi müzesine gitmek istemediğinden eminim canım. | Open Subtitles | أنا متأكد أن جيسن لا يريد ألى متحف باربى |
| Tekrar Nebraska'ya döndüm ve Broken Bow'daki tarih müzesine giderek mızrak başı koleksiyonunu gördüm. | Open Subtitles | بدأت بالعودة إلي نبراسكا و توقفت في متحف مقاطعة كاستر للأقواس المكسورة حتي أري مجموعتهم الممتازة من رؤوس الأسهم |
| Eve dönerken belki balmumu müzesine uğrarız diye düşündüm. | Open Subtitles | كنت أفكر في طريقنا للبيت ربما يمكننا المرور على متحف الشمع |
| Bilim müzesine canlı bağlanıyoruz. | Open Subtitles | دعنا نعبر بشكل مباشر الآن إلى متحف العلم |
| Yeğenlerimi şehir müzesine götürmeyi düşünüyordum, amakızkardeşimson andafikrini değiştirdi, benim de aklıma bir fikir geldi. | Open Subtitles | كنت اخطط لاأخذ ابناء أختي الى متحف المدينة ولكن اختي غيرت خططها في آخر لحظة ، لذلك جأتني فكرة. |
| Normalde izin günüm olması gerektiğinden benim en sevdiğim müzeye Doğal Tarih müzesine gidiyoruz. | Open Subtitles | اليوم كان من المفترض أن يكون يوم عطلتى سنذهب حيث أفضل أنا متحف التاريخ الطبيعي |
| Hadi anne. İnersen, hep birlikte bir giyim müzesine gidebiliriz. | Open Subtitles | هيا أمي، إن خرجت، سنذهب جميعاً إلى متحف الملابس |
| Hava kuvvetleri müzesine tur düzenledim. | Open Subtitles | قمت بتنظيم جولات في متحف القوات الجوية لكل الأطفال |
| Bu Cumartesi onu Washington, D.C.'deki Hava ve Uzay müzesine götüreceğim. | Open Subtitles | سآخذه يوم السبت هذا إلى متحف الفضاء في العاصمة |
| Hep o gitmek istediğin laktoz hassasiyeti müzesine gitmeye ne dersin? | Open Subtitles | ماذا تقول حول الذهاب إلى متحف الحساسية ضد اللاكتوز كما كنت تريد |
| Genellikle Doğal Tarih müzesine yolculuklar düzenleriz bari yeni bir şey deneyelim dedik. | Open Subtitles | عادة نذهب لمتحف التاريخ الطبيعي وفكرت أن نجرب شيئاً جديداً |
| Artık kimsenin kullanmadığı ıvır zıvırlar müzesine bağışlayacağım. | Open Subtitles | أجل، سأتبرع بهذا لمتحف الأشياء التى لا تُستعمل الأن |
| Einstein müzesine üyesin ve yüzdeki simetri konusunda aşırı derecede bir takıntın var. | Open Subtitles | لديك عضوية لمتحف إينشتاين وتسلط مزعج جدا للتناسق في تفاصيل الوجه إنه يدل على عدم وجود أمراض |
| -Sanat müzesine gitmiyoruz. Marinaya gidiyoruz. | Open Subtitles | لاننا لسنا ذاهبون الى المتحف سنذهب الى مارينا |
| Sonra Bilim müzesine gittik ve beni bedava park yeri sağladığı için 2 yıllık üye kartı almaya ikna etti. | Open Subtitles | ثمّ ذهبنا للمتحف و أقنعتْني بشراء بطاقة عضويّة لسنتين، لأني سأحصل على موقفٍ مجّانيّ. |
| Duvardaki şu hayvanlar burayı sanki bir doğa tarihi müzesine çevirmiş. | Open Subtitles | كل هذه الحيوانات في الحائط .. إنه يبدو كمتحف للتاريخ الطبيعي |
| Babam, köpekbalığı müzesine doğru gidiyor. | Open Subtitles | أبى متجه تمامًا صوب مُتحف الأسماك السيفيّة! |
| - Dinozor müzesine? | Open Subtitles | - ومتحف الديناصورات؟ |