| Ve bu durumda, bunu hareket ettirecek mıknatıs veya kaslar yerine roketler kullanıyoruz. | TED | الآن، بدلا من المغناطيس أو العضلات لإيحاد الحركة، نستخدم مواد. |
| Bunu kandaki renk değişikliğine bakarak yapıyoruz, iki ton ağırlığında bir mıknatıs kullanarak değil. | TED | نقوم بذلك من خلال قياس تغيّر اللون في الدم بدلًا من استخدام زنة المغناطيس. |
| Topun üstteki mıknatıs tarafından yukarı çekilip delikten geçmesi ve döngüyü tekrarlaması gerekirdi. | TED | من المفترض أن تُسحب الكرة صعودًا من قبل المغناطيس في الأعلى، وتسقط مجددًا في الفتحة، وتكرر الدورة. |
| Birbirlerine tutkuları öyle belirgindi ki tıpkı demirle mıknatıs gibi savaşmaya çalışmadım. | Open Subtitles | انجذابهما لبعض كان واضح جدًا مثل جذب المغناطيس للحديد لدرجة اني لم أقاتل لم كان بيننا |
| O zaman neden mazgala mıknatıs sarkıtmak istiyorsun ki? | Open Subtitles | فلماذا إذا تريد إنزال المغناطيس إلى البلاعة؟ |
| Silici'yi ele geçiren mıknatıs gemi en son bu bölgede görüldü. | Open Subtitles | على أية حال سفينة المغناطيس التي أسرت أداة ترانسموكر شوهدت مؤخراً في هذه المنطقة نفسها |
| Tüm bunlara rağmen, ne O.S.S. Kargo'da ne de mıknatıs gemide hiçbir bilgi yok. | Open Subtitles | ورغم ذلك لا معلومات بأي مكان عن سفينة منظمة التجسس السرية . للشحن أو سفينة المغناطيس |
| -Benim telefonum da böyle. -Süper iletken mıknatıs. -Pardon. | Open Subtitles | أصبح هاتفي أيضا إجراء خارق المغناطيس, آسف |
| mıknatıs metale ne kadar çok dokunursa, etkisi o kadar uzun sürer. Bak Clark. | Open Subtitles | كلما طالت مدة لمس المغناطيس للمعدن طالت مدة التأثيرات |
| Eğer manyetiği değişirsem, o zaman vücudu mıknatıs haline gelir. | Open Subtitles | إنه يبدأ بقوة المغناطيس على نحو متقطع حتى لايتحول جسده إلى مغناطيس |
| Onları çeken dev bir mıknatıs olmadan daha kolay tabii ki. | Open Subtitles | حسنا سيكون من الأسهل بدون المغناطيس الهائل الذي يجذبها |
| Devasa bir mıknatıs gibi? Manyetik okudum da. | Open Subtitles | كنوع من المغناطيس قُمتُ بدورة في علم المغناطيس |
| Artık, ellibin Tesla'ya ayarlanmış bir mıknatıs. | Open Subtitles | بإعدادات المغناطيس الآن تم زيادته إلى 50,000 تيسلا |
| Kaçmaya çalıştım ama bu ada mıknatıs gibi. | Open Subtitles | ،لقد حاولت الفرار من هذا المكان لكن هذه الجزيرة مثل المغناطيس |
| Güvenlik kamera kayıtlarını silecek kadar güçlü... bir mıknatıs yapmak için, güçlü bir enerji kaynağı gerekir. | Open Subtitles | لجعل المغناطيس قوي بما فيه ,الكفاية لمسح شريط كاميرة الأمن تحتاج لمصدر كهرباء قوي |
| CIA bilgilerimizi ele geçirir, mıknatıs Taşı'na baktığımızı öğrenirdi. | Open Subtitles | وكانت الإستخبارات المركزية ستحصل على كلّ بياناتنا، وستعلم أن نعرف بأمر "لودستون". |
| LHC deki 9 bin mıknatıs arasındaki bağlantılardan birinde bulunan üretim hatası | TED | في أحد المفاصل بين أكثر من تسعة آلاف مغنطيس في مصادم الهدرونات الكبير كان هناك عيب مصنعي |
| Yalnız elektronlar, mıknatıs gibi, birini ötekine itiyorlar. | Open Subtitles | الألكترونات الفردية تصدّ واحد الأخرى مثل المغناطيسات. |
| Harika, katilin tekini biraz mıknatıs biraz da koli bandıyla mı enseleyeceğiz? | Open Subtitles | رائع سوف نخطف قاتلا بمغناطيس ولفة شريط لاصق |
| Uyarlanabilir haki pantolonunu giyiyor, mıknatıs düğmeli gömleğini giyiyor, kendini çok havalı hissediyor. | TED | يقوم بارتداء الكاكي المعدل الخاص به زره المغناطيسي في أعلى القميص. يجعله يشعر أنه أروع طفل في العالم. |
| Nakit ödemiş. İp, bant, fener ve birkaç mıknatıs almış. Neo mıknatıslardan. | Open Subtitles | قسيمة شراء، جبل، شريط، مصباح يدوي، وعدد مِنَ مغناطيسات بقاعدة اساسية. |
| " Lisa'nın mıknatıs gibi gözleri artık boş bakıyor." | Open Subtitles | عيون ليسا. تبدو احيانا مغناطيسية والآن تبدو فارغة |
| Bir araya gelmeye uğraşan iki mıknatıs gibi bedenimdeki su birikimini yerdeki suya karşı kullanıyordum. | Open Subtitles | بإستخدام مائي الخاص بمقابل الماء الذي على الأرض مثل مغناطيسين يحاربان للتجذاب |
| Ayrıca bir mıknatıs ile Sports Illustrated dergisi gerekiyor. | Open Subtitles | وساحتاج أيضًأ لمغناطيس "و مجلة "سبورتس إيلّيوستراتيد |
| Bu alet dev bir mıknatıs gibi işliyor. | Open Subtitles | أترى، الآلة صمّمت للعمل كالمغناطيس العملاق. |
| mıknatıs adam. | Open Subtitles | دعني أرى ماجنا أنا. |
| Duruma bakılırsa mıknatıs gibiyim. | Open Subtitles | أجل، يبدو بأنني أجذبهم |
| Bunlar şu diziler. Bu bütün küreler askıda. Ama kürelerin içlerinde onları pusula gibi olmalarını sağlayan yatay olacak şekilde mıknatıs var. | TED | هذه المصفوفات. لقد تم تعليق جميع هذه الكرات. ولكن لديها مغناطيسا أفقيا فيها. الذى يجعلها جميعا مثل البوصلات. |
| Çünkü o buzdolabı mıknatısı ve Kanada parası yutmadığı müddetçe mıknatıs çekmez. | Open Subtitles | هذا لأنّه مغناطيس ثلاجة وما لم تبتلع دايم كنديّ فلن ينجذب للمغناطيس |