| Arada sırada gösterilere katılırım ve mahkumlara okuma yazma öğretirim. | Open Subtitles | أنني أكون نشطة في بعض الأحيان.. وأعلم السجناء طريقة الكتابة.. |
| Hapishanedeki mahkumlara yol göstermek ve nasihatlerde bulunmak için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا لتقديم التوجيه والنصح إلى السجناء في هذا السجن. |
| Bence mahkumlara onlar birer hayalet gibi davranıyoruz demek istedi. | TED | أعتقد أنه يعني بذلك أننا نعامل السجناء كأنهم أشباح. |
| Gözetleme kulelerinin baskısı askerlerin nöbet tuttuğu, mahkumlara nişan alarak, onları öldürmeyi düşünmek can sıkıntısından öte birşeydi. | Open Subtitles | هذا العالم المغلق تَحُدّه المَراقب، حيث يراقب العساكر حسن هيئة المعسكر، وبنادقهم للسجناء بالمِرصاد، |
| Rastgele mahkumlara istediğini söyleyebilir ama eğer gerçek gücü olan birine gevezelik ederse hepimiz öldük demektir. | Open Subtitles | تستطيع ان تتكلم امام السجينات ولكن ان تكلمت مع اي شخص له سلطة حقيقية فسينتهي امرنا كلنا |
| Bunu bana söylediğin iyi oldu ve bu mahkumlara değil. | Open Subtitles | من الجيد أنك قلت هذا لي وليس لأحد من هؤلاء المساجين |
| Bu grupların mesajı ve bugün benim size mesajım bu mahkumlara neler yapıldığına şahitlik yapmamız gerektiğidir. | TED | الرسالة الموجهة لهذه المجموعات ولكم اليوم هي أنه يجب أن نظهر ونبرهن ما الذي يحدث لهؤلاء السجناء. |
| Tüm mahkumlara emrediyorum her birinize bugün ve yarın araziye çıkılmayacak. | Open Subtitles | آمر كل السجناء, كل واحد منكم أن لاتذهبوا إلى الميدان اليوم ولا غداً |
| Bay Başkan sayın bakanı bu kadar demokratik olduğu ve mahkumlara demokratik bir hakları olan aç kalma haklarını verdiği için kutlarım. | Open Subtitles | ..سيد شيرمان إني اثني على حضرة معالي الوزير لكونه ديمقراطياً للغاية بمنح السجناء الحق الديمقراطي في تجويع أنفسهم |
| Sanki birisi mahkumlara konuşmamalarını söylemiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | أنة كما لو كان هناك شخص ما اخبر السجناء بألا يتحدثوا الينا |
| Sanki birisi mahkumlara konuşmamalarını söylemiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | انه كما لو كان هناك شخص ما اخبر السجناء بالا يتحدثوا الينا لا يوجد تامر |
| mahkumlara Aids, Kanser gibi, ölümcül hastalıkları olduklarını söylemişler, böylece sözde tedavilerini onlara kabul ettirmişler. | Open Subtitles | يقولون بأن السجناء حصلوا على شيئ قاتل. سرطان.. ايدز.. |
| Amacımız su bufalosu arabalarının mahkumlara eşlik etmek için bekliyor olacağı Pampanga Nehri'ne ulaşmak. | Open Subtitles | هدفنا أن نتوجه الى نهر بامبانجا حيث عربات الكاربو ستكون متواجدة لمرافقة السجناء |
| "Ve kuponları sadece sağlıklı mahkumlara veriyorlardı" | Open Subtitles | وهم أعطوا قسائم الصرف فقط إلى السجناء الصحّيين |
| "Yaşlı mahkumlara kupon vermiyorlardı" | Open Subtitles | هم لا يعطونهم إلى السجناء الذي كانوا فى مراحلهم الأخيرة |
| Bu arada mahkumlara iyi davran yoksa karşında beni bulursun. | Open Subtitles | . فى هذا الوقت عامل هؤلاء السجناء جيدا , أو سأقوم بالرد عليك بقسوة |
| Bu davranışın, bir yıldız gemisindeki mahkumlara muamele konusunu ele alan Güvenlik Protokolü 49.09'un ihlali olduğu kanısındayım. | Open Subtitles | مما أعتبره خرقاً للقانون الأمني 49.09 الذي يحدد معاملة السجناء على متن سفن الفضاء |
| Başka mahkumlara sinyal verdiğimizi sanıyordu. | Open Subtitles | كان يظن أننا نستعملها للإشارة للسجناء الآخرين |
| Mahremiyeti için mahkumlara örtü astırdım. | Open Subtitles | و طلبت من السجينات أن يعلقن البطانيات لسترها. |
| Biliyorum, ama bazı mahkumlara göre çok güzel bir çiş kabı gibi görünüyormuş. | Open Subtitles | أعلم لكن بدفاع المساجين الثلاث إنها تبدو مثل مبولة فاخرة جداً |
| Sorun yok. Bu mahkumlara ben eşlik ediyorum. | Open Subtitles | لا عليكما إننا نواكب هؤلاء الأسرى |
| Yasal konularda filan Mahkûmlara yardım ediyorsun. | Open Subtitles | تُساعدُ السُجناء في الأمور القضائيَة و ما شابَه |