"mahsur kalmış" - Traduction Turc en Arabe

    • عالقون
        
    • محاصرون
        
    • عالقا
        
    • محاصرة
        
    • محاصرين
        
    • الذين تقطعت بهم السبل
        
    Bir kişi hayatını kaybetmiş, diğerleri de yarı yolda mahsur kalmış. Open Subtitles شخص ماتَ بالفعل والبقية عالقون في منتصف الطريق.
    Büyük resim: Biz burada duvarlar arasında mahsur kalmış hayatımızı geçirirken o uçak ve insanların bir yerlere gidiyor olması." TED المضمون الحقيقي هو: هذه الطائرة مع أولئك الأشخاص ذاهبة إلى مكان ما، الحياة تمر بينما نحن خلف الجدران، عالقون".
    mahsur kalmış ölüler Yeryüzü'nde yürüyordur. Open Subtitles الموتى يمشون على الأرض ، كما أنهم محاصرون هنا
    hiçbirşey yapılamaz. adamlarımız mahsur kalmış. Open Subtitles لا شئ يمكن عمله رجالنا محاصرون
    Kendimi, hayatımın geri kalanında, bir ileri bir geri gider vaziyette bu teknede mahsur kalmış olarak görebiliyorum. Open Subtitles أستطيع أن أرى نفسى عالقا على هذا القارب لبقية حياتى أذهب إلى الخلف والأمام
    Ne oluyor burada? Niye mahsur kalmış bir uçakta, biri seri cinayet işlemeye başlar ki? Open Subtitles لِمَ قد يقوم أحداً بنزهة قتل بطائرة محاصرة ؟
    Yanan bir binada mahsur kalmış insanlara az önce yalan söyledim. Open Subtitles لقد كذبت توا علي طابق باكمله مكتظا باناس محاصرين بمبني يحترق
    On binlerce tatil yolcusu yollarda mahsur kalmış durumda. Open Subtitles نحن نتحدث عن عشرات الآلاف من المسافرين الذين تقطعت بهم السبل خلال العطلة
    17'de mahsur kalmış insanlar var. Open Subtitles هناك أشخاص عالقون في الطابق 17
    Kardeşim, bebeği ve ortağım P-3 numaralı yeraltı otoparkında mahsur kalmış. Open Subtitles عالقون في الأرضية طابق بي 3
    Bir vagonda mahsur kalmış durumdayız. Open Subtitles نحن عالقون في عربة قطار
    - Onlar da binada mahsur kalmış. - Ben de seninle geleyim. Open Subtitles وربما أنهم محاصرون في الداخل - سوف آتي معك -
    Burada mahsur kalmış bir sürü sivil var. Open Subtitles لدينا أناساً محاصرون بالأعلى.
    Hiç değişmeyen, bir korku ve işkence anında mahsur kalmış, ...ama ya öyle değilse? Open Subtitles الذي لا يتغير أبدا عالقا في لحظةٍ من الخوف و العذاب لكن ماذا لو أنها ليست كذلك
    Sanki beynimin yarısı hâlâ o asansörde mahsur kalmış gibi. Open Subtitles -كأن نصف دماغي مازال عالقا في ذلك المصعد .
    Nefes alamamamın nedeni bir yangında mahsur kalmış olmamdı. Open Subtitles السبب في أنني لم أستطِع التنفس هو... أنني كنت محاصرة في النيران
    Ruhları, Ruhlar Dünyası'nda mahsur kalmış. Open Subtitles أرواحهم محاصرة في عالم الأرواح
    mahsur kalmış bir kadın ihbarı alındı. Open Subtitles إمرأة محاصرة لسبب مجهول
    Kendisi hem dahi bir fizikçi hem de kendisi gibi Sovyetler Birliği'nde mahsur kalmış göç etmesine izin verilmeyen Yahudilerin sözcüsü. Open Subtitles إنه فيزيائي لامع ومحامٍ فصيح عن هؤلاء اليهود المرفوضين الذين لازالوا محاصرين في الاتحاد السوفيتي،
    Çocuklar, kadının biri La Brea Katran Çukurunun dibinde, aracında mahsur kalmış. Open Subtitles الرجال، امرأة محاصرين في سيارتها في الجزء السفلي من لا بري تار بيتس.
    Senin sevdiklerin de kötülerle dolu bir uzay gemisinde mahsur kalmış. Open Subtitles وهناك شخصين تحبيهم محاصرين في سفينة الشر الفضائية

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus