| Kurala göre, bu dünyada kendi yemeğimizi kendimiz elde etmeliyiz ama tek bulabildiğimiz şey yeşil Mandalinalar. | Open Subtitles | القانون يجب ان نحصل على غذائنا في هذا العالم لكن كل ما نحصل عليه من هذه اليوسفي الأخضر |
| Mandalinalar satıldığında Estonya'ya gideceğim. Artık özgür bir ülke. | Open Subtitles | بعدما أبيع اليوسفي سأغادر إلى إستونيا إنها مُستقلّة الآن |
| Mandalinalar ağaçların üzerinde kalacak. | Open Subtitles | حينها سيبقى اليوسفي في الأشجار |
| Şu Mandalinalar leziz duruyor. | Open Subtitles | هذا اليوسفي يبدو لذيذاً. |
| Mandalinalar, ekmekler, peynir, şekerleme çubukları... | Open Subtitles | يوسفي ، شرائح خبز جبنة |
| Mandalinalar en iyilerinden. | Open Subtitles | لدينا افضل (يوسفي) هنا |
| MANDALİNALAR çeviri: nano | Open Subtitles | "اليوسفي" |