| Marren Trudeau, Trudeau Güvenlik adlı borsacılık firmasının kurucusu ve CEO'su. | Open Subtitles | (مارين ترودو) هي المُؤسس والرئيس التنفيذي لشركة الوساطة المالية (ترودو للضمانات) |
| Marren'ın iş yerinde kadın çalıştırmanın önemine dair bir konuşma bu. | Open Subtitles | ذلك خطاب كتبته (مارين) عن أهمية ترابط الإناث في مكان العمل |
| Marren'ın davasını duruşma dışı yapmak için gerçek suçluyu bulmalıyız. | Open Subtitles | إذاً الطريقة الوحيدة لإبقاء قضية (مارين) خارج المحاكمة هي إيجاد المُذنب الحقيقي |
| Marren için çalışmaktan herkes senin gibi mutlu mu? | Open Subtitles | أتعتقد ان الجميع سعيد مثلكَ بالعمل لدى (مارين) ؟ |
| Evan, Marren şu Dalzine numaralarını istiyor. | Open Subtitles | (إيفان) ، (مارين) تحتاج لأرقام (الدلزين) |
| Marren, sigara molasında olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | (مارين) تقول أنها كانت في إستراحة للتدخين إذاً نحتاج فقط |
| Talia anlaşmayı yaparken ve Pax gözcülük yaparken Jim, Marren'ı sigara molasında oyalamış olmasın. | Open Subtitles | ماذا لو (جيمي) صرف إنتباه (مارين) أثناء إستراحة التدخين بينما (تاليا) قامت بالصفقة و(باكس) كان يُراقب |
| Tabii. Sigara molalarını hep Marren'la geçiririm. | Open Subtitles | طبعاً ، أخرج في إستراحات للتدخين مع (مارين) كل الوقت |
| Peki 16'sında saat 2:45'te Marren'la bir sigara molası verdiniz mi? | Open Subtitles | وهل حدث ان أخذت إستراحة التدخين على 2: 45 مساءا مع (مارين) في ال16 من الشهر |
| Marren, Edson hisselerini 16'sında saat 2:48'de almış. | Open Subtitles | ( مارين) إشترت أسهم (إيدسون) على 2: 48 مساءاً في ال16 من الشهر |
| Ve bu Marren'la sigara molası aldığınız, günün aynı vakitleri. | Open Subtitles | وهذا هو نفس الوقت من اليوم الذي أخذته انت و(مارين) في إستراحة التدخين |
| Marren'ın bilgisayarından, Edson hisselerini almadığından emin misin? | Open Subtitles | هل أنت مُتأكد انك لم تكُن تشتري أسهم (أديسون) على كمبيوتر (مارين) ؟ |
| Marren'ı alaşağı edip kendi şirketinde onun müşterilerini kullanmak için. | Open Subtitles | الإطاحة ب (مارين) وبدأ شركتكَ الشخصية مُستعملا عُملائها |
| Marren'la tanıştığımda araba satıyordum. | Open Subtitles | كنتُ أبيع السيارات عندما قابلتُ (مارين) |
| Sen de aynı şeyi yaptın Marren. | Open Subtitles | كُنتي لتفعلي الشيء ذاته (مارين) |
| Marren, bu mümkün değil. | Open Subtitles | (مارين ) هذا مستحيل |
| Tabii ki hayır. Marren iyi biridir. | Open Subtitles | طبعاً لا ، (مارين) شخصٌ طيب |
| Marren için çalışmak nasıl bir şey? | Open Subtitles | كيف هو العمل لدى (مارين)؟ |
| Marren'a karşı açılmış bekleyen davalar. | Open Subtitles | كلها دعوات معلقة ضد (مارين) |
| - Marren'ı tanımadığın belli. | Open Subtitles | -انت حقاً لا تعرف (مارين ) |