| Sana sormam gerekiyor; içtiğin vodka martiniler öldürdüğün adamların... çığlıklarını susturdu mu. | Open Subtitles | قد أسألك أيضا إذا كُانت الفودكا تسكتُ صيحاتَ المارتيني كُلّ الرجال الذين قَتلتَهم |
| En az sizin yapabildiğiniz kadar süsleme ve karışık martiniler satın alabilirim. | Open Subtitles | أستطيع شراء لافتات مزيج المارتيني أكثر مما يمكنكِ |
| Evet, umarım güzel olmuştur. Dorota, martiniler musluk suyu gibi. | Open Subtitles | دوروتا، شراب المارتيني طعمه كماء الحنفية |
| martiniler yüzünden. | Open Subtitles | إنه من المارتينى |
| "The Bachelor"un ilk bölümü gibi ama elmalı martiniler yok. | Open Subtitles | إنّها كبداية "العزوبيّة"، ولكن من دون مارتيني التفاح. |
| Fark etmez. Grey Goose martiniler gelsin bakalım. | Open Subtitles | لا نعرف هذا فقط قم باحضار مشروب المارتيني |
| Hayır, gözyaşlarından yapılmış martiniler içeceğim. | Open Subtitles | كلا، سأحتسي بعض كؤوس المارتيني المصنوعة من الدموع |
| Benim zamanımda martiniler, cinle yapılırdı. | Open Subtitles | علىأيامي, المارتيني كان يعد من الجين |
| Sana martiniler eşliğinde Alman deniz altısının manifestosunun varlığını söylediğimi ona anlatırsam kariyerim biter. | Open Subtitles | إن أخبرته بأنني أخبرتك بوجود قائمة ، "الغواصة الحربية ونحن نشرب "المارتيني . سيقضيي على وظيفتي |
| Evet, ama bilirsin martiniler zaten popular? | Open Subtitles | أجل، مرة أخرى أعني أن المارتيني مشهور، |
| Sorun olan First Seattle değil, bu martiniler. | Open Subtitles | -فيرست سياتل) لا تعتبر مشكلة يا (برودي) ) شراب (المارتيني) هذا هو المشكلة |
| Yemekten önce berbat martiniler. | Open Subtitles | (المارتيني) السيئة التي شربتها قبل العشاء |
| Bu apple martiniler bomba olmuş. | Open Subtitles | المارتيني بالتفاح رهيب |
| Bu sanki, uzun çoraplar, martiniler ve William Holden(oskarlı bir aktör) falan gibi ve... | Open Subtitles | وكأن هناك جوارب نسائية وشراب (مارتيني) و(وليام هولدين)... |
| Büyük uzun martiniler, klima. | Open Subtitles | (مارتيني) و تكييف هواء |