| Adama oğlunun masumiyetinin kanıtlanmasını sağlayacağını söyledin. | Open Subtitles | ماذا؟ للتوّ كنت متيقناً بأنّك ستثبت براءة ابنه |
| Kasette Lincoln'un masumiyetinin potansiyel kanıtından daha başka şeyler. | Open Subtitles | (هناك شيء مهم أكثر من براءة (لينكولن في هذا التسجيل |
| Ve Travis'in masumiyetinin peşinde koşmaya devam edebilirsiniz. | Open Subtitles | - ومحاولة أثبات براءة " ترافيس " |
| Akıllı bir dostum, masumiyetinin | Open Subtitles | لقد حذرني صديق حكيم من أن براءتك |
| masumiyetinin canı cehenneme! | Open Subtitles | اللعنة على براءتك |
| Suçlu birinin masumiyetinin kanıtlandığı gün iddiaların bir bardağı doldurduğu gündür. | Open Subtitles | واليوم الذي يكون فيه شخصُ مذنب حتى تثبت برائته هو اليوم الذي تحمل الحجة به كميّة كبيرة من الماء. |
| Sanırım bu masumiyetinin psikolojik bir kanıtı. | Open Subtitles | واعتبر هذا دليل نفسي على برائته |
| Evet, fakat bir kızın masumiyetinin değeri nedir? | Open Subtitles | أجل، لكن ما ثمن براءة فتاة؟ |
| Kocamın masumiyetinin kanıtını bağışladım. | Open Subtitles | تبرعت بدليل براءة زوجي |
| masumiyetinin canı cehenneme! | Open Subtitles | اللعنة على براءتك |
| masumiyetinin kanıtını aradığını biliyordun. | Open Subtitles | كنت تعلم أنه يبحث عن دليل برائته |