| Önce bir yere uğramam lazım ama sonra şehir merkezine bırakırım. | Open Subtitles | عليّ الذهاب إلى مكان ما أولاً لكن سأعيده إلى المركز لاحقاً |
| Ama helyum hidrojenden biraz daha ağırdır bu yüzden helyum yıldızın merkezine çöker ve şimdi helyum atomları merkeze yığılıyor. | Open Subtitles | لكن الهيليوم أثقل قليلاً من الهيدروجين . لذا فإنه يغرق عميقا إلى مركز النجم . والآن ذرات الهيلوم تحتل المركز |
| Ama önce diyaliz merkezine arkadaşım Dick Barrows'un yanına gideceğim. | Open Subtitles | ولكن سأذهب أولا لمركز غسيل الكلى لزيارة صديقي ديك باروز |
| Bunun kötü bir fikir olduğunu belliydi, direkt polis merkezine gitmeliydik. | Open Subtitles | علمتُ أنها ليست بفكرة جيدة. كان علينا أن نذهب لمركز الشرطة. |
| Eğer ana kavşağın sağ köşesinin hemen önündeki konferans merkezine giderseniz her köşede, geçiş yeri olmayan dört tane duvar göreceksiniz. | TED | اذا ذهبت الى الزاوية اليمنى عند تقاطع رئيسي أمام مركز المؤتمرات هذا، سترى تقاطع مع أربعة جدران فارغة في كل زاوية. |
| Bu ödül ve geceleri şehir merkezine gelmek konusunda neler hissettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف شعورك حول هذه الجائزة وحضورك لوسط المدينة في الليل |
| Ülkenin en iyi casusu olarak kötülük sendikasının ana merkezine sızıp, gizli kontrol panelini bulup, ölümcül ışını etkisiz hâle getirmelisin. | TED | كأفضل جاسوس فى بلدك، يجب عليك التسلل إلى مقر نقابة الشر، إيجاد لوحة التحكم السرية، وتعطيل شعاع الموت. |
| Yaşlı erkek yaklaştıkça, tecrübeleri, bu korkutucu kalabalığın merkezine ne kadar yakın olursa, dişileri o denli etkileme şansı olacağını söylüyor. | Open Subtitles | حالما يقترب الذكر العجوز يعرف انه , كلما كانت البقعة اقرب للمركز في هذا الحشد المخيف كلما كان أكثر جاذبية للإناث |
| 'Eğer birine birşey olursa, buradan, 'koy merkezine doğru götürülecek.' | Open Subtitles | لو حَدثَ أيّ شئَ،التيار هيحدفة هناك نحو مركزِ البحيرةِ |
| Tamam. Alışveriş merkezine ondan sonra gitseydik tüm merkez hastalanacaktı. | Open Subtitles | حسناً، لو لحقنا بها، لكان المركز التجاريّ بأكمله تعرّض للعدوى. |
| Alışveriş merkezine giren ilk 20 olmak için yardıma ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى أشخاص لمساعدتنا لنكون أول 20 داخل المركز التجاري. |
| Araç istasyonundan ilk yardım merkezine. | Open Subtitles | من عربة الأنقاذ الى المركز لقد نظّمنا فرق الأنقاذ |
| Günde 1000 kadar insan rehabilitasyon merkezine geliyordu. | TED | ما يقارب 1000 شخص يوميًا يأتون لمركز الإنقاذ |
| Sonraki gün, ortopedi merkezine gittim. | TED | ولذلك في اليوم التالي ذهبت لمركز تقويم الأعضاء. |
| Eğer özel derslerine katılıyorsanız, semtinizdeki devlet okuluna gidin veya yerel mülteci eğitim merkezine uğrayın. | TED | وإذا أردت التعليم في مدرسة ثانوية خاصة، اذهب الى مدرسة محلية بالولاية أو قم بزيارة لمركز تعليم محلي للاجئين. |
| Tatilimin ilk haftasından sonra e-postalarımı kontrol etmek için otelin iş merkezine uğradım. | TED | حوالي أسبوع من وقت عطلتي توقفت عند مركز أعمال الفندق لأتفقد بريدي الإلكتروني |
| Şehir merkezine gel, seni bu gece görmem gerekiyor. | Open Subtitles | تعالى لوسط المدينة, أحتاج لرؤيتكِ الليلة |
| Polis merkezine dönün. | Open Subtitles | نعم، مفوض، وكنت أفضل العودة إلى مقر الشرطة. |
| Rehabilitasyon merkezine gidip gitmemeye sen karar veremezsin. | Open Subtitles | حسنٌ، لست أنت من يقرر ذهابك للمركز أو لا |
| Merhaba, okuldan sonra alışveriş merkezine gelmek ister misiniz? | Open Subtitles | مرحباً. أريدْ الذِهاب إلى مركزِ التسوّق بعد المدرسةِ؟ |
| Neden ikiniz alacağınız ıvır zıvırlar tükenmeden alışveriş merkezine gitmiyorsunuz? | Open Subtitles | لذا لما لاتذهبان الى المجمع قبل أن ينفذ كل هرائهم |
| Dünya Ticaret merkezine 18 dakika aralıkla iki uçak gönderilmiş gibi duruyor. | Open Subtitles | إنها تصطدم بمركز التجارة العالمي يبدو أن هناك 18 دقيقة تفصل الاصطدامين |
| Şehir merkezine gideceğim, kendime bir kız bulup... topuzumu parlattıracağım. | Open Subtitles | سأذهب إلى وسط المدينة و أبحث عن فتاة لتكون معي |
| CNN küçük bir sivil uçağın Dünya Ticaret merkezine çarptığını bildiriyor.. | Open Subtitles | أعلنت سي إن إن أن طائرة مدنية صغيرة اصطدمت ببرج التجارة العالمي |
| Ölüm sebebi, Dallas merkezine giden konvoyla ilerlerken aldığı kurşun yaralan. | Open Subtitles | بأن جرح الرصاصة أثرت عليه بينما كان يركب الموكب بوسط مدينة دالاس وقد وافته المنية |
| Bizi kelepçeleyip başka bir polis merkezine götürürlerken flaşlar patlıyordu. | Open Subtitles | عندما قيدونا للذهاب إلى مخفر آخر كانت الصور تلتقط لنا |
| Aslında burayı uluslararası şöhretli bir cazibe merkezine dönüştürmek istiyorum. | Open Subtitles | حسنُ، أريد تحويل هذا المكان إلى مجمع لياقة معروف عالمياً. |
| - Beni alışveriş merkezine götürüyorsun. | Open Subtitles | إلى أين أنت ذاهب؟ ستوصلني للمجمع التجاري |