| Babamın mezarının yanında bir yer daha var annemin yeri... | Open Subtitles | حسنا في تلك الحالة قبر أبي به واحدا اضافيا . .. أمي كانت |
| Profesörün istediği gibi lucynin mezarının yanında beklicem | Open Subtitles | ساذهب للاكون حارساً على قبر لوسي كما اقترح البروفيسور فان هيلسينج |
| Dans eden ışıkların mezarının girişini bulacaksın, | Open Subtitles | هناك ستجدين المدخل الى قبر النور الراقص، |
| Baban hala çimleri duyuyor mudur acaba? mezarının üzerinde büyüyenleri. | Open Subtitles | أتساءل أن كان والدك يسمع العشب الان, ينمو فوق قبره |
| Öldüğünde mezarının üzerinde biten otları yolacak kimse olmayacak. | Open Subtitles | حين تذهب إلى قبرك لن يكون هناك أحد لكى يضع الأعشاب فوق رأسك |
| Dünyanın en büyük toplu mezarının üzerinde olduğuna inanması güç. | Open Subtitles | من الصعب التخيل أنها تقع على أضخم مقبرة في التاريخ |
| Annen beni terk ettikten sonra, hep mezarının üzerinde dans etmeyi planladım. | Open Subtitles | منذ أن تركتني أمّك وأنا أخطط للرقص على قبرها |
| "Firavun'un mezarının ortasında yer alan... "...sırrı çözersen, aradığın şifreyi bulursun." | Open Subtitles | "ستجد التركيبة المطلوبة إذا قمت بحلّ السر الكامن بقلب ضريح الفرعون." |
| Dans eden ışıkların mezarının girişini bulacaksın, | Open Subtitles | هناك ستجدين المدخل الى قبر النور الراقص، |
| Kızının adresi ön tarafta, arkada da karının mezarının haritası var. | Open Subtitles | عنوان إبنتك في الواجهه وفي الخلف خريطة إلى قبر زوجتك |
| Kustuğum zaman annenin mezarının orda olmak istiyorum. | Open Subtitles | و أريد أن أكون عند قبر والدتك عندما أتقيأ |
| Babamın mezarının etrafındaki çiçeklerin komple baştan ekilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | الحديقة حولَ قبر أبي يجبُ إعادةُ زرعها بالكامل |
| Heathcliff, yerinde olsam, kendimi Cathy'in mezarının üzerine serip, köpek gibi ölürdüm. | Open Subtitles | هيثكليف لو كنتُ مكانك، لتمددت فوق قبر كاثي ككلبٍ يموت |
| Düşündü ki, eğer bana cinsel istismarda bulunan adamın mezarının önünde dikilip ona neler hissetiğimi söylersem bunun yardımı olur. | Open Subtitles | لقد ظنت أن وقوفي على قبر الجل الذي اعتدى علي واخباره كيف شعرت سيساعد. |
| mezarının üzerinde asılı duran şu saate dikkatlerinizi çekmek istiyorum. | Open Subtitles | أستدعي انتباهكم إلى تلك الساعة، المعلقه فوق قبره. |
| Bebek onu unutamamış olacak ki mezarının başından hiç ayrılmamış. | Open Subtitles | أمن الممكن ألا تنساه الدمية؟ الدمية بقيت عند قبره... للأبد |
| İşte, üzerimdekileri çıkarmış, mezarının önünde diz çöküyorum. | Open Subtitles | ها أنا وقد جُردتُ من قميصي راكعا أمام قبرك |
| Mezarlığa gidip mezarının üzerine işerler. | Open Subtitles | وقد خرجوا من قبورهم وتبولوا على قبرك انت. |
| Arthur son mektubunda, Zekhen mezarının yerini bulduğunu yazmıştı. | Open Subtitles | فى خطاب آرثر الأخير, أخبرنى انه اكتشف موقع مقبرة زيكينز |
| Ailenin mezarının hemen dışına seninle ilgili bir şeyler yazmayı düşündüm, biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين، نويت ترك أشلاء منك منسّقة ببراعة خارج مقبرة أسرتك |
| Annem öldükten sonra mezarının başında dikilip böyle bir şeyi çocuklarıma asla yaşatmayacağıma dair kendi kendime söz verdiğimi hatırlıyorum. | Open Subtitles | أذكر عندما ماتت أمي كنتُ واقفاً بجانب قبرها وقطعتُ وعداً على نفسي أنني لن أفعل ذلك |
| Bay Düşünen Adam, düşünmenizi böldüğümüz için üzgünüz ama Firavun'un mezarının ortasındaki sırrı çözmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لكنّنا فعلاً بحاجة لمعرفة السر الكامن بقلب ضريح الفرعون. |
| Bu gömülü hazine haritası değil, Patrick O'Malley'nin mezarının haritası. | Open Subtitles | هذه ليست خريطة لكنز مدفون، انها مجرد خريطة لقبر باتر يكأومالي |
| Her gün annesinin mezarının bir fotoğrafını çekmiş. | Open Subtitles | إلتقطتْ صورة قبرِ الأمِّ كُلّ يوم. |
| Gözümün içine bakıp oğlumun mezarının üstüne yemin etti. | Open Subtitles | لقد نظر في عينيّ، وأقسم بقبر ولدي أن ذلك ليس صحيحاً. |