| Bir sırt çantasıyla tek başıma seyahat ediyordum. İçinde bilgisayar, kamera, mikrofonlar vardı. | TED | كنت أسافر وحيداً مع حقيبة ظهر بداخلها كمبيوتر، و كاميرا، و ميكروفونات |
| Uzaktan kumandalı kameralar, mikrofonlar yarım düzine adamla 24 saat gözetleme. | Open Subtitles | كاميراتُ متنقّلة ، ميكروفونات ستّة أفراد يراقبون على مدار الساعة |
| - Göğsüne mikrofon bantlamış. - Bu mikrofonlar çok ucuz. | Open Subtitles | كانت تحمل ميكروفون مثبت في صدرها هذه الميكروفونات رخيصة جداً |
| Sonra telefonunuzu alın, mikrofonu var... mikrofon çalışır, zaten artık mikrofonlar çok iyi, normal telefonlarda bile, bu bölgenin imzasını alabilirsiniz. | TED | ثم تحضر هاتفك الذي يحوي ميكروفون.. تبين أن هذه الميكروفونات جيدة، حتى في الهواتف العادية، فيمكنكم التقاط هذا التوقيع. |
| Evet,ama bu tip adamlar bazen seyircilerin arasına mikrofonlar yerleştirirler. | Open Subtitles | نعم ، باستثناء أن هؤلاء الناس يضعون مايكروفونات بين الجمهور |
| İnsanlar konuşur konuşmaz mikrofonlar açılıp ofisimde kayıt cihazları kaydetmeye başlayacak. | Open Subtitles | بمُجرّد التقاط لاقط الصوت لحديث الناس، تبدأ المسجلات في مكتبي بالتسجيل. |
| mikrofonlar, bilgisayarlar, telefonlar, televizyonlar. | Open Subtitles | في منزلنا يمكن ان تصلح لتكون لاقطات صوت الحاسبات، الهواتف، التلفزيونات |
| Telefonunda, motorunda ve kamyonetinde mikrofonlar ve izleme cihazları var. | Open Subtitles | وضعت مكبرات صوت ومتعقبات أثر في الهاتف الخلوي والدراجة والشاحنة |
| Ne demek "bütün mikrofonlar"? | Open Subtitles | أَيّ أنت متوسط مَع "كُلّ مكبّرات الصوت"؟ |
| CIA camın arkasındaki sesleri duyabilmek için titreşimleri sese çeviren lazer mikrofonlar kullanıyor. | Open Subtitles | وكالة المخابرات المركزية استخدمت ميكروفونات الليزر لقراءة الإهتزازات من النوافذ للإستماع |
| Temaslı mikrofonlar sesleri duvarlardan alır, ve kulak misafiri olmanızı sağlar | Open Subtitles | فادي ميكروفونات الاتصال تلتقط الاهتزازات الصوتية من خلال الجدران |
| Kablosuz minik mikrofonlar saklayarak... geceyi gizlice dinlemeyi denediler. | Open Subtitles | من خلال إخفاء ميكروفونات صغيرة حول حوض الماء تمنى أفراد الطاقم التنصت على النشاط الليلي |
| Her yerde mikrofonlar vardı ve neredeyse mikrofonlar kulaklarından birine yapışıktı. | Open Subtitles | كان هناك ميكروفونات في كل مكان وكادوا ان يضعوا واحداً في اذنها |
| Hassas parabolik mikrofonlar Binder'in merhum ailesinin sesini kaydetmeye başladı. | Open Subtitles | الميكروفونات مكافئ الحساسة بدأت لتسجيل فقدت عائلة بيندر ل . |
| DJay, kullandığımız mikrofonlar, geniş diyaframlı mikrofonlar. Sesi kalınlaştırırlar. | Open Subtitles | إن نوعية الميكروفونات التي نستخدمها سيئة لذلك عندما تبدأ بالصراخ فإنها لا تعمل جيداً |
| Ametistlere yapacağını yap, mikrofonlar sesi alıyor. | Open Subtitles | ،أياً كان الذي ستفعليه بتلك الأحجار الميكروفونات ستلتقط الصوت |
| Gizli kameralarımız ve kablosuz mikrofonlar var | Open Subtitles | لدينا كاميرات مخفية، مايكروفونات لاسلكية |
| Hassas mikrofonlar açık. | Open Subtitles | مايكروفونات استشعار الحركة تعمل |
| İnsanlar konuşur konuşmaz mikrofonlar açılıp ofisimdeki kayıt cihazlarına kaydetmeye başlayacak. | Open Subtitles | بمُجرّد التقاط لاقط الصوت لحديث الناس، تبدأ المسجلات في مكتبي التسجيل. |
| Yön odaklı mikrofonlar, fiber optik kameralar, şok silahları... | Open Subtitles | مكبرات الصوت الدقيقة الكاميرات عالية الكفاءة |
| Ne demek "bütün mikrofonlar"? | Open Subtitles | أَيّ أنت متوسط مَع "كُلّ مكبّرات الصوت"؟ - هناك أكثر... |
| Dinle beni. Stüdyom mikrofonlar ve kameralarla dolu. | Open Subtitles | الاستيديو الخاص بي مزود بالميكروفونات والكاميرات. |
| Aşırı duyarlı parabolik mikrofonlar tüm doğrultulara yönlendirilmiş. | Open Subtitles | مكبّرات صوت قطعيّة مكافئة فائقة الحساسيّة، موجّهة في كلّ اتجاه |
| Kusura bakma, amigo kızlar konuşuyordu ve şu mikrofonlar her yerde, her şeyi topluyor. | Open Subtitles | عذرا المشجعة التي تتحدث و قد إلتقط المكرفون كل شيء |
| mikrofonlar açıkmış. | Open Subtitles | الميكرفون مازال يعمل |