| Bütün yapması gereken monitörü kayışla arkasına bağlamaktı. | Open Subtitles | أعني، كان كل ما كان عليه القيام به هو حزم الشاشة علي ظهره. |
| Benim de görebilmem için monitörü açabilir misiniz lütfen? | Open Subtitles | هل يمكن ان تدير الشاشة حتى استطيع ان اراها |
| Bu, Los Angeles'tan Çin'e yollanmış bir hastane monitörü. | TED | هذه شاشة مراقبة لمستشفى في لوس انجيلوس، أرسلت الى الصين. |
| Daha sonra maymunun kafesine protez kolun hareketlerini gösteren bir görüntü monitörü yerleştirildi. Maymun bu görüntü karşısında şaşkına döndü. | TED | ثم وضع شاشة فيديو في قفص السعادين تري السعدان هاته اليد الإصطناعية، فافتتن بها السعدان، |
| Merhaba demek istedi tatlım. - Kalp atış monitörü neden kapalı? | Open Subtitles | أنها تعني مرحباً، حبيبتي لماذا مراقب دقات القلب لا يعمل؟ |
| Hayatı tehlikeye girerse kalp monitörü haber verecek değil mi? | Open Subtitles | إذاً مراقب نبض القلب سيقول إن كان في مشكلة |
| Paige, bugün işte bilgisayar monitörü toz bezleri üzerine bir yazı yazdım. | Open Subtitles | بَيج، اليوم في العمل كَتبتُ عمود عن مساحاتِ غبارِ شاشات الكمبيوترِ. |
| Daha sonra da önceden hiç yapmadığımız şekilde bir kalp hızı monitörü yerleştirdiler. | TED | وأيضاً .. وضعوا هنالك وهو شيءٌ جديد علي .. جهاز مراقبة نبضات القلب |
| Onu izle, eğer bir şey değişirse beni ara. Ben monitörü getireceğim. | Open Subtitles | راقبيه، إن حدث تغيير فاتصلي بي، سأجلب الشاشة. |
| Tek yapacağın burada oturup, monitörü izlemek ve hasta yalnız hissederse onunla sohbet etmek. | Open Subtitles | ستمكثين فعليّاً هنا وتراقبين الشاشة وتثرثرين معه إذا شعر بالوحدة |
| Kamerayı geri çek de monitörü görebilelim. | Open Subtitles | فلتقم بسحب الصورة للخلف, بحيث نستطيع رؤية الشاشة. |
| Kalp monitörü bütün gece takılıymış. | Open Subtitles | لقد كان على الشاشة قلب طوال اليل. |
| monitörü kontrol et. Kaç olmuş bak. | Open Subtitles | تفقدي الشاشة لنرى إلى أي حد وصلنا؟ |
| Taşınabilir monitörü olan benmişim gibi duruyor. | Open Subtitles | يبدو أنني الشخص الذي يملك شاشة المراقبة المحمولة. |
| Daha fazla gidersem nöro monitörü göremem. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التحرك أكثر و لن أستطيع أن أتابع شاشة الوظائف العصبية |
| monitörü evime öyle götürmüştüm. | Open Subtitles | هكذا أخذتُ شاشة الكمبيوتر إلى البيت |
| Ölçemeyeceğim kadar az. SAT monitörü belirleyemiyor. | Open Subtitles | منخفضة جداً لا أستطيع تحديدها مراقب النبض يقوم بالتسجيل |
| Nicole'ün odasındaki EKG monitörü üç taneyle çalışıyordu. | Open Subtitles | مراقب التخطيط في غرفة " نيكول " يتطلب ثلاثة فقط |
| Partide hediye edilen yüksek teknoloji bebek monitörü. | Open Subtitles | مراقب الطفل ذات التقنية العالية من الحفل . |
| Biri bizi izlemiyorsa, ne yapalım monitörü? | Open Subtitles | شاشات المراقبه لن تنفعنا بشيء بينما يراقبنا أحد |
| Kalp monitörü, kan basınç monitörü, ve bir tane de aleti için. | Open Subtitles | جهاز مراقبة القلب , جهاز مراقبة ضغط الدم و الآخر الخاص بعضوه |
| Mary siyah-beyaz bir odada yaşıyor, sadece siyah-beyaz kitapları okuyor ve monitörü sadece siyah-beyaz gösteriyor. | TED | تعيش ماري في غرفة سوداء و بيضاء، وكانت تقرأ فقط كتب بالأبيض و الأسود، و الشاشات تعرض لها الأبيض و الأسود فقط. |
| Gözetim kameraları kablosuz mikrofonlar ve taşınabilir kablosuz kayıt monitörü. | Open Subtitles | فلنرَ، آلات مراقبة، مكبّرات صوت لاسلكيّة، وشاشة مسجّل نقّال لاسلكيّة |