| Eğer mucizelere inanıyor olsaydım, şu an mucize için dua eder olurdum. | Open Subtitles | إن كنت تؤمن في المعجزات، سأصلي من أجل معجزة الآن. |
| Bu durumda, mucize için dua etsen iyi olur kardeşim. | Open Subtitles | ياصديقة من الأفضل ان تصلي من أجل معجزة |
| New York halkının oturup beklemekten ve bir mucize için dua etmekten başka çaresi kalmadı. | Open Subtitles | ليس بيد أهل (نيويورك) إلا الإنتظار والدعاء من أجل معجزة |
| Bir mucize için dua ederken, sessiz bir kilise isterim Peder. | Open Subtitles | أحب كنيسة هادئة ياأبي . عندما أصلـّي لحدوث معجزة |
| Böyle bir mucize için aylardır dua ediyordum. | Open Subtitles | نعم كنت أدعوا الله لأشهر لحدوث مثل هذه المعجزة |
| - Böyle bir mucize için dualarımız onunla olacak Lordum. | Open Subtitles | وسيحظى بكل دعواتنا لمعجزة كهذه يا مولاي سيحتاجهم |
| O içerideki adam asla gerçekleşmeyeceğini ikimizin de bildiği bir mucize için dua ediyor ama o duaları dinleyen kimse yok! | Open Subtitles | هذا الرجل بالداخل يدعو لأجل معجزة والتي نعلم كلانا أنها لن تحدث لأن لا يستمع له أحد |
| Böylece, uh, bir mucize için dua ettik. | Open Subtitles | .لذاأه . دعونا من أجل معجزة |
| Bir mucize için dua ediyoruz. | Open Subtitles | نصلي و ندعو من أجل معجزة |
| Böyle bir mucize için her gün dua ettim. | Open Subtitles | لقد كنت اصلى كل يوم لحدوث معجزة مثل هذه |
| Bir mucize için dua ettim ama gerçekçiydi. | Open Subtitles | صلّيت لحدوث معجزة , لكنّها كان واقعي |
| Bir mucize için dua ettim ama gerçekçiydi. | Open Subtitles | صلّيت لحدوث معجزة , لكنّها كان واقعي |
| Bu mucize için sihre teşekkür edebilirsin, Majesteleri. | Open Subtitles | هذه المعجزة تحققت بفضل السحر يا صاحبة السمو |
| Tanrı'ya bu küçük mucize için dua edin. | Open Subtitles | حمداً للرب على هذه المعجزة الصغيرة |
| mucize için yapılmış bir yer. | Open Subtitles | المكان صنع لأجل المعجزة. |
| 'Bir mucize için Tanrıya dua edecek.' | Open Subtitles | 'هو سيصلي لمعجزة' |
| Saklanıp bir mucize için dua etmekten başka seçeneğimiz yoktu. | Open Subtitles | "لم يكن لدينا خيار سوى الإختباء والدعوى لأجل معجزة" |