| Sabahki muhabirlerden biri bana yandığını söyledi. | Open Subtitles | إحدَ الصحفيين أخبرني هذا الصباح أنه احترق |
| Hazır sen bir nezarethanede beklerken halk hikâyeyi başka muhabirlerden dinler. | Open Subtitles | بينما انتى تنتظرين فى زنزانة قابضة وكل واحد من هؤلاء الصحفيين آلاخرين يصل إلى الأمام بشأن القصة. |
| Belki inatçı muhabirlerden biri araştırma yaparken ilginç şeyler keşfeder. | Open Subtitles | من يدري أكثر الصحفيين عناداً قد يكتشفون في تحقيقهم |
| muhabirlerden kaçınmak için, şu kapıyı kullanın. | Open Subtitles | لتتجنب الصحفيين أخرج من هذا الباب |
| Afganistan'daki en cesur ve en dürüst Rus muhabirlerden biri | Open Subtitles | أحد أكثر الصحفيين الروس شجاعة ونزاهة |
| Kendisi National City'deki en iyi muhabirlerden biridir. | Open Subtitles | وهي واحدة من أفضل الصحفيين "في "ناشيونال سيتي |
| Ben bu kuşatmayı yaşan muhabirlerden biri olma şerefine eriştim ve orada olmanın ayrıcalığını yaşadım çünkü bu bana her şeyi öğretti, sadece bir muhabir olmayı değil, bir insan olmayı, | TED | تشرفت بأن أكون أحد هؤلاء المراسلين الصحفيين .. الذين عايشوا هذا الحصار ، وأقول أن لي الشرف والامتياز أن كنت هناك .. لأن وجودي هناك علمني كل شيء عن .. ليس فقط عن كيف أكون مراسلة صحفية ؛ بل عن كيف أكون إنسانةً. |
| muhabirlerden nefret ederdim. | Open Subtitles | لقد إعتدت على كراهية الصحفيين |