| Belirtiğiniz gibi normal bir dönem yaşamıyoruz, Naip Vekili. | Open Subtitles | كما أشرت بنفسك, هذه ظروف غير عادية يا نائب وصي العرش. |
| Aynı Naip Vekili şu anda büyük imparatorluğumuzun başkentini ele geçirmiş durumda. | Open Subtitles | والآن يقوم نائب وصي العرش نفسه باحتلال وإغلاق عاصمة إمبراطوريتنا العظيمة. |
| Naip Vekili başkentimizi ele geçirmedi. Evimizi. | Open Subtitles | لم يحتل نائب وصي العرش عاصمتنا, وديارنا. |
| Meclis yeni bir Naip seçilene dek politik kararlar alamaz. | Open Subtitles | لايمكن للمجلس أتخاذ أي قرار حتى يتم تنصيب الوصي الجديد. |
| Naip olmalısı gerekmiş. Fransa'nın kanını ben emiyormuşum. | Open Subtitles | يجب أن تكون الوصي, وبأني أمتص فرنسا حد الجفاف. |
| Zamanını Danışma Meclisi oylarını artırmak için harcamazsan asla bir Naip olamayacaksın. | Open Subtitles | لو لم تقضي الكثير ن الوقت في محاولة الحصول على أصوات مجلس الشورى فلن تكوني وصيه على الأطلاق. |
| Naip olana dek isteği üzerine Haşmetmeab deniyordu. | Open Subtitles | في ذلك الوقت بناء على طلبه وكان صاحب السمو رائقاً إلى أن أصبح الوصى |
| Naip sizin ve meclisinizin söylediklerini yapar. | Open Subtitles | الوصيّ يفعل ما تأمر به أنت ومجلسك من السحرة |
| Silahlarınızı indirin, sizi Prens'e ve Naip Vekili'ne götüreyim. | Open Subtitles | إن وضعتما أسلحتكما أرضاً, سآخذكما إلى الأمير ونائب وصي العرش. |
| Gelişimizin hayal kırıklığı yaratacağını düşünmemek aptallık olurdu, Naip Vekili. | Open Subtitles | من الحماقة يا نائب وصي العرش ألا نتوقع بعض خيبات الأمل عند وصولنا. |
| Naip vekiliniz olarak ordunuzu bana emanet ettiniz. | Open Subtitles | بصفتي نائب وصي العرش, فإنك ائتمنتني على جيشك. |
| Naip vekili politik ve askeri düsüncelerini annesini oldürmeye calisan kadinla paylasmaz. | Open Subtitles | لا يفصح نائب وصي العرش عن أفكاره السياسية والعسكرية لامرأة حاولت قتل أمه. |
| Naip vekiline her baktığımda bunu düşünüyorum. | Open Subtitles | هذا ما أفكر فيه عندما أنظر إلى نائب وصي العرش. |
| Ona bütün yetkileri verdim. O benim Naip Vekilim. | Open Subtitles | لقد منحته كل السلطة, فهو نائب وصي العرش. |
| Burası hâlâ benim yurdum ve eğer Naip Fransa için konuşamayacak kadar ödlekse o zaman ben konuşurum. | Open Subtitles | لازالت هذه بلادي , وان كان الوصي جبان جدا لأن يتحدث نيابه عن فرنسا , فسأتحدث انا |
| Naip ise uyanmış, beni görmüş ve kılıcına ulaşmıştı. | Open Subtitles | استيقظ ذلك الوصي ورأني، وحاول الوصول إلى سيفه |
| Generaller yeni bir Naip seçilene kadar yerlerinden kıpırdamıyorlar. | Open Subtitles | معينه حتى يتم أختيار الوصي الجديد. |
| Naip olabilirsin ama kral benim ve yaptıklarının bedelini ödeyeceksin. | Open Subtitles | قد تكونين وصيه لكنني الملك، وستدفعين ثمن مافعلتي |
| Naip olarak bu kadar gözü kara olmayacağım. | Open Subtitles | لن أكون متهوره عندما أصبح وصيه. |
| - Naip. | Open Subtitles | الوصى على العرش |
| Naip benim. | Open Subtitles | انا الوصيّ |
| Naip kraliçeye yol açın. Krala yol açın. | Open Subtitles | افسحوا الطريق للملكه الوصيه والملك |
| Eğer onu Naip yapsaydım bana karşı gelirdi. | Open Subtitles | كان لينقلب ضدي لو كنت جعلته وصياً على العرش. |