Bu, onlara bu dünyada nasıl yaşayacaklarını öğretiyor. | TED | و بذلك سيتعلمون كيف يعيشون في هذا العالم. |
Gerçek insanlar başkalarının iznini istemeden kendi hayatlarını nasıl yaşayacaklarını bilirler. | Open Subtitles | الرجال الحقيقيون يعرفون كيف يعيشون حياتهم دون طلب اذن من اي احد |
İnsanlara ne yapacağını söylüyor. Hayatlarını nasıl yaşayacaklarını söylüyor. | Open Subtitles | يخبر الناس بما يفعلوه، يملي عليهم كيف يعيشون حياتهم |
Sen de ortaya çıkıp onlara nasıl yaşayacaklarını söylemeye çalışan beyazlardan birisin. | Open Subtitles | سيعتبرونك مُجرّد امرأة بيضاء أخرى تحاول، أنْ تعلّمهم كيف يعيشون حياتهم. |
Bazen, insanlara hayatlarını nasıl yaşayacaklarını söyleme huyun var, ama belki, insanlar bundan hoşlanmıyor olabilirler, belki... | Open Subtitles | لديكِ عادة في إخبار الآخرين كيف يعيشون حياتهم، وربما، من المحتمل، أحياناً، لا يقدّر الناس ذلك... |
Amerika'nın birinin ağzına sıçıp daha sonra oradan uzaklaşıp sonra tekrardan oraya dönüp başkalarına nasıl yaşayacaklarını söylemesinden keyif aldığı kadar başka bir şeyden keyif almaması gibi. | Open Subtitles | لا شيء تحبه (أمريكا) أفضل من شخص يفشل في حياته، ينعزل قليلا لفترة ثم يعود ويخبر الجميع كيف يعيشون حياتهم |