| Sanırım aileler arasında bazen böyle şeyler olabiliyor. Sürekli nesilden nesle, gidiş gelişler yaşıyorsun ve ters yöne giriyorsun, hata ediyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا يحدث في الأسر أحياناً , و لو إنه يظل يتأرجح من جيل لآخر ليصبح خطأ , في المقابل |
| Evrim genomu gelecek nesle aktarmakla alakalı nesilden nesile uyum sağlamak ve hayatta kalmak | TED | التطور معني بتمرير الجينات للجيل التالي، التأقلم والنجاة جيلاً بعد جيل. |
| Bugün bu bilgeliği her kültürde ve her yerde kullanabilir, bir sonraki nesle birlikte başarabileceklerimizi gösterebiliriz. | TED | يمكننا استخدام هذه الحكمة اليوم، أعتقد، في كل ثقافة، فى كل مكان، مُمَرِّرين إلى الجيل القادم ما يمكننا القيام به معًا. |
| Genin daha fazla kopyasını, bir sonraki nesle devretmesini sağlayan herşey amacını yerine getirecektir, tabii, 'evrimsel amaç' dışında. | TED | أي شيء يسمح لنسخ أكثر من المورثة بالمرور إلى الجيل الموالي سيؤدي وظيفته، باستثناء، الوظيفة التطورية. |
| Bu erkek, sonraki nesle... babalık edebilmek için yıllarca bekledi. | Open Subtitles | هذا الذّكر انتظر لسنوات كثيرة فرصته ليصبح أب للجيل القادم، |
| Benim bir ailem var ve kökü üç nesle ve 400 yıla dayanıyor. | Open Subtitles | لديّ عائلة وهي تمتدّ لثلاثة أجيال و 400 عام |
| Çocuk sahibi olmanın en iyi yanlarından biri gençliğinin uçup gitmediğini, yeni bir nesle aktarıldığını bilmektir. | Open Subtitles | من الأشياء الجيّدة في الحصول على الأولاد هي معرفة أنّك لن تشاهدهم يفارقون الحياة بل تجدهم يصنعون جيلا جديدًا |
| Çoğunlukla birkaç yıl, bazen hayat boyu sürüyor ve nesilden nesle geçiyor. | TED | غالباً لعدّة سنوات، وفي بعض الأحيان قد تكون عواقب مدى الحياة، تتناقلها الأجيال. |
| Dünyamızı çok kalabalık bir genç nesle bırakmak üzereyiz. | TED | جيل شبابي هائل العدد على وشك أن يرث عالمنا. |
| O nasıl bir sevgidir ki, nesilden nesle değişim gösteriyor? | Open Subtitles | -أيمكن للحب -إن جاز التعبير أن يتخطى جيل بهذه البساطة؟ |
| Bu güzel hanımların kendilerini tek bir nesle saklamamaları çok güzel. | Open Subtitles | تسرني رؤية أن الجمال لم يحصر نفسه في جيل واحد. |
| Evler nesilden nesle geçer. Bulmak çok zordur. | Open Subtitles | المنازل بدأت تتناقص من جيل إلى جيل، إنه صعب للغاية |
| Eski, öykü anlatım tarzında nesilden nesle aktarılagelecek. | Open Subtitles | تنتقل من جيل إلى جيل، باستخدام الأسلوب التقليدي في سرد الحكايات |
| Yıllar boyunca bilim insanları, bir nesilden sonraki nesle evrimsel değişikliklerin nasıl aktarıldığını anlamaya çalışmıştı. | Open Subtitles | لسنوات ظلّ العلماء يُحاولون فهم كيف إنتقلت التغيّرات التطوّرية من جيل للجيل الذي يليه. |
| Aktif bileşeni dioksindi, çok zehirli bir kimyasal, Portakal esansı masif miktarlarda serpildi ve etkileri genler yoluyla bir sonraki nesle geçti. | TED | كان العنصر النشط هو الديوكسين، المادة الكيميائية السامة بشدة التي تم رشها بكميات ضخمة، والتي يُورث تأثيرها عبر الجينات إلى الجيل التالي. |
| Burada doğan kadınla adam bu nesle hayat verdi. | Open Subtitles | الرجال والنساء الذين ولدوا هنا الذين ولدوا هذا الجيل |
| Yumruklarını savurup genç nesle el sallamak iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | أرجحة قبضتيك وتلويح يديك مع من هم من الجيل الشاب فكرة سيئة |
| Doğa bu düzenden gayet memnun çünkü ana hedefimiz olabildiğince fazla genimizi bir sonraki nesle aktarmak. | TED | الآن، الطبيعة سعيدة بهذه الترتيبات، لأن محركنا الأساسي هنا أن ننقل أكبر عدد من جيناتنا للجيل القادم. |
| O yüzükler nesilden nesle aktarılmıştı. | Open Subtitles | وأولئكَ الخواتم توارثتها أجيال. |
| Muhtemelen aile mirası gibi bir şey ve nesilden nesle geçiyordur. | Open Subtitles | لابد أن الأمر أشبه بـ... بإرث عائلي أو شيء من هذا القبيل، تناقلته أجيال تلو الأخرى. |
| Koca bir nesle bir ayakları öteki dünyada yaşamayı öğrettiniz. | Open Subtitles | لقد علمت جيلا بأكمله ليعيش بقدم واحدة في الآخرة |
| Bütün bir nesle internet sağladınız. | Open Subtitles | وضعت جيلاً كاملاً على الإنترنت |
| Nikotin azaltma politikasının nesle ait etkisi derindir. | TED | إن سياسة التأثير على الأجيال للحد من النيكوتين عميقة. |
| ölü olan kilise meclisi, genç nesle ulaşamadığımı hissetmiş. | Open Subtitles | في العصر الوسيط تقريبا ميت و شعرت أنني لن اروق لجيل الشباب الجديد |