| Unut gitsin, Carter. O sadece ısındırma ekibinden ve bunu O da biliyor. | Open Subtitles | إنسي أمره كارتر، إنه فريق الإحماء و هو يعلم هذا |
| Ama sen neler olduğunu biliyorsun. O da biliyor. | Open Subtitles | لكنكِ تعلمين ما حدث و هو يعلم ما حدث |
| Kaya gibi sağlam, bunu O da biliyor. | Open Subtitles | انه ساكن مثل الدولار و الان هو يعرف بالأمر |
| Altındaki tablo kadar değeri yok, bunu O da biliyor. | Open Subtitles | قيمتها لا تساوي القماش الذي رسمت عليه وهو يعلم ذلك. |
| O da biliyor. Konuyu kapatalım olmaz mı? | Open Subtitles | وهو يعرف الجواب، دعينا نترك الأمر، حسناً؟ |
| Kimse ona inanmaz. O da biliyor. | Open Subtitles | كلاّ، لا أحد سيصدقها، وهي تعرف ذلك جيداً |
| Evet, o da harikadır. Ama senin ışıItın onda yok. Bunu O da biliyor. | Open Subtitles | نعم ، هي رائعة ، لكنها لا تملك مثل بريقكِ ، هي تعرف |
| Bill'in donmuş spermleriyle kap işlemine devam edebiliriz ama ihtimallerin milyonda bir olduğunu O da biliyor. | Open Subtitles | يُمكننا استئناف عملية سدادة عنق الرحم بالحيوانات المنوية المجمدة لبيل، لكنّه يدرك أنّ الاحتمالات هي في الأساس واحد إلى مليون. |
| Bunu biliyorsun, O da biliyor. Birlik tarafından eğitildik biz, hiçbir hapishane bizim için yeterli değil! | Open Subtitles | إنّك وهي تعلمان ذلك، درّبنا الاتّحاد وما من سجن يمكنه احتواؤنا! |
| Ama biz zengin değiliz ve bunu O da biliyor. | Open Subtitles | لكن نحن لسنا أغنياء و هو يعلم ذلك |
| Buldugunuzu O da biliyor. | Open Subtitles | و هو يعلم أنّك تملك هذه المعلومات |
| Kazaydı, bunu O da biliyor. | Open Subtitles | لقد كان حادثاً , و هو يعلم ذلك |
| Kaya gibi sağlam, bunu O da biliyor. | Open Subtitles | انه ساكن مثل الدولار و الان هو يعرف بالأمر |
| Hadi ama, dergi satmıyordum. Satmadığımı O da biliyor. | Open Subtitles | هيا لم اكن ازاحمه هو يعرف اني لم اكن ازاحمه |
| Siz bunu biliyorsunuz, ben biliyorum ve O da biliyor. | Open Subtitles | انتتعرفهذا،أنا أعرفهذا, هو يعرف هذا |
| B, Canını ne kadar yaktığını biliyorum. O da biliyor. | Open Subtitles | ب" انا أعلم مقدار الألم الذي سببه لك" وهو يعلم مقدار هذا الألم |
| O adam kafasının içinde ve bunu O da biliyor. | Open Subtitles | إنه يتصرف فوق مستواه ، وهو يعلم هذا |
| Bunu ben de biliyorum O da biliyor. | Open Subtitles | و انا أعلم بذلك, وهو يعلم بذلك. |
| Sebepsiz yere arama emri veremeyeceğimi O da biliyor. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أرخّص مذكرة تفتيش دون سبب محتمل، وهو يعرف ذلك |
| Bunu biliyorum, sen de biliyorsun O da biliyor | Open Subtitles | أنا أعرف هذا، وأنت تعرفين هذا، وهو يعرف هذا |
| Anlayacaktır. Sen delisin. O da biliyor bunu. | Open Subtitles | سوف تتفهم ذلك أنتي مجنونة وهي تعرف ذلك |
| evet ben duygusalım bunu O da biliyor,buna rağmen oraya gitti | Open Subtitles | -نعم ، أنا عاطفي وهي تعرف ذلك أيضا ، ومع ذلك ذهبت إلى هناك |
| O bizim en iyi iz sürücümüz ve bunu O da biliyor. | Open Subtitles | هي أفضل المتعقبين لدينا هي تعرف ذلك |
| Senin nasıl bir mide bulandırıcı sapık olduğunu O da biliyor. | Open Subtitles | - لماذا؟ هي تعرف كم أنت منحرف ومقرف |
| Bill'in donmuş spermleriyle kap işlemine devam edebiliriz ama ihtimallerin milyonda bir olduğunu O da biliyor. | Open Subtitles | يُمكننا استئناف عملية سدادة عنق الرحم بالحيوانات المنوية المجمدة لبيل، لكنّه يدرك أنّ الاحتمالات هي في الأساس واحد إلى مليون. |
| Bunu biliyorsun, O da biliyor. Birlik tarafından eğitildik biz, hiçbir hapishane bizim için yeterli değil! | Open Subtitles | إنّك وهي تعلمان ذلك، درّبنا الاتّحاد وما من سجن يمكنه احتواؤنا! |