| Bir gece olsun ilgi odağı olmamaya katlanamıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتعامل كونك لست مركز الإهتمام لليلة واحدة. |
| Eski bir başbakan olarak ilgi odağı olacağımı biliyordum ve sakıncası yoktu. | Open Subtitles | أنا أعلم اني مركز اهتمام الكثيرين ولابأس في هذا أنا أتقبل هذا. |
| Böylece önceden her aile toplanmasında ilgi odağı olan bu insan, aniden insanların arkasına saklanıyordu. | TED | لذلك فإن هذا الشخص، الذي اعتاد أن يكون مركز الانتباه في كل اجتماع للعائلة بدأ يختبيء فجأة وراء الناس. |
| Ve o yalnızca ilgi odağı veya saygınlık kazanmak istemiyor. | Open Subtitles | ولا يستهويها أن تكون تحت الأضواء أو أن تعترف بالفضل |
| Hep ilgi odağı olmak istedin. Şimdi oldun işte. Şansın açık olsun. | Open Subtitles | لطالما أردتِ تركيز الأضواء نحوكِ و قد حصلتِ على ذلك |
| Her dediğim dinlemişsiniz. İlgi odağı olmuşum. | Open Subtitles | إنكم تعلّقون على كل كلمة، أنا بؤرة الإهتمام |
| Bak, işimi seviyorum ama hâlâ ilgi odağı olmak isteyen bir yanım var. | Open Subtitles | إسمعي، أحب ما أقوم به الآن لكن هناك جزء صغير مني لا يزال يريد أن يكون في محور الإهتمام |
| Yapma. Adam ilgi odağı olmaya bayılıyor. | Open Subtitles | بحقك، لكم يحب الرجل أن يكون موضع الاهتمام. |
| Bir insan anatomisi hayranı olarak, vücutlarımızı sonunda dikkat odağı haline getirdiğimiz için çok heyecanlıyım. | TED | كمُحبة لعلم التشريح البشري، أنا سعيدة جدا بأننا أخيرا نضع أجسادنا في مركز الإهتمام. |
| İlgi odağı olmaktan hazzettiğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | تعتقد بأنني أحب الفكرة أنا مركز الإنتباه؟ |
| Hep şu masa yüzünden kızgınsın. İlgi odağı olamadın da ondan. | Open Subtitles | سبب غضبكِ الوحيد من تلك الطاولة هو أنكِ لم تكونى مركز الاهتمام |
| 5 metrenin üzerindeki boyuyla, yetişkin bir erkek ilginin odağı. | Open Subtitles | ذكر بالغ بطول خمسة أمتار هو مركز الأنتباه |
| Neyse, ben ilgi odağı olmayı hak etmiyorum. | Open Subtitles | على أية حال، أنا لا أستحقّ أن أكون مركز الإنتباه |
| Neyse, ben ilgi odağı olmayı hak etmiyorum. | Open Subtitles | على أية حال، أنا لا أستحقّ أن أكون مركز الإنتباه |
| O bizim sınıf arkadaşımız... ve ilgi odağı olmasını seviyor.. hadi gel... | Open Subtitles | انه زملينا في الفصل ويجب أن يكون مركز الاهتمام .. هيا |
| Ama şimdi ilgi odağı olma sırası, Kronk'ta. | Open Subtitles | ولكن الآن جاء دور كرونك لتسلط عليه الأضواء |
| Hayır, tekrar ilgi odağı olmak istemiyorum. | Open Subtitles | كلا , سيقتلني أن اكون بهذا القرب الى الأضواء |
| Tam dalış teknolojisinin insan vücudu üzerindeki etkisi şu anda araştırmaların odağı durumunda. | Open Subtitles | إن آثار المحرك الكامل على جسم الإنسان هي أكبر تركيز الأبحاث في الوقت الراهن |
| X Ödülünde öğrendiğim bir şey var ki, net bir odağı olan tutkuları tarafından hareket ettirilen küçük grupların olağanüstü şeyler yapabildikleri, geçmişte yalnızca büyük kuruluşların ve hükümetlerin yapabildiği şeyler. | TED | الشيء الوحيد الذي تعلمته من جائزة اكس هو أن الفرق الصغيرة مدفوعة بالشغف مع تركيز واضح بإمكانهم صنع اشياء استثنائية، اشياء الشركات الكبيرة والحكومات يمكنها فعلها فقط في الماضي. |
| Bu normal bir şey, kötü değil o çok güzelken senin ergenliğe giriş yıllarında cinsel isteğinin odağı olabilir. | Open Subtitles | إنه أمر طبيعي، وليس مريض أنها أصبحت بؤرة إهتماماتك الجنسيّة المبكّرة |
| İlgi odağı olman gerekti ve Stacy Saint Clair'den yapamayacağın bir şey isteyerek, meydan okudun. | Open Subtitles | أردتِ أن تكوني محور الإهتمام لذا تحديتها أن تفعلي شئ لم تكوني لتفعليه |
| İlgi odağı olacak. | Open Subtitles | ستصبح هي موضع الكثير من الإثارة |
| Ben bunu "gölge öğrenme" olarak adlandırıyorum çünkü kuralları esnetiyor ve öğrenen bunu ilgi odağı dışında yapıyor. | TED | أنا أسمي كل هذا "تعلم الظل" ، لأنه يكسر القواعد ويفعل المتعلمون ذلك خارج دائرة الضوء. |
| İlgi odağı olurum Gözlüklerimi takınca | Open Subtitles | انا عامل الجذب الرئيسي مع النظارات الشمسية على عيني |
| Sanırım ilgi odağı olmaktan korkuyor. | Open Subtitles | اعتقد أنها خائفة من التواجد فى محط الأنظار. |
| Bunların, ilgi odağı olmak için benim uydurduğum bir şey olduğunu düşündü. | Open Subtitles | يعتقد أنه شيء اختلقته حتى اسبب المشاكل وحسب وأن أكون محط الاهتمام |