| Eski odamızda kalabilirsin. Anne ve babamın odasında kalırım ben. | Open Subtitles | يمكنك الحصول على غرفتنا السابقة وأنا سأقوم بترتيب غرفة والدينا |
| Hadi gel tatlım, odamızda zamanında annemle babamın yattığı büyük, gıcırtılı ahşap karyola duruyor mu bir bakalım. | Open Subtitles | هيا، عزيزتي، لنذهب لنرى إن كانت غرفتنا مازالت تملك سرير كبير ومصدئ الذي إعتاد أمي وأبي أن يناما فيه |
| Yaklaşık 20 dakika sonra odamızda buluşmaya ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك أن توافينا في غرفتنا بعد حوالي دقيقة؟ |
| Tatlım, özel hayatımızı ait olduğu yerde yatak odamızda tutalım. | Open Subtitles | عزيزتي ، لنبقي علاقتنـا الخاصة في غرفة النومِ حيثُ تنتمي |
| Neye? Oturma odamızda duran, bunları giyen ve her birimizin birer dileğini gerçekleştirmeyi teklif eden bir cine mi? | Open Subtitles | و أنت الآن تقوم بدور الجنِّي، الذي يقف بغرفة معيشتنا، بهذا الزي، |
| Hikayem sana ilham vermiş olabilir... ama senin hikayenin de, odamızda yaşayacak bir sonraki kıza ilham vereceğine eminim. | Open Subtitles | ربما ألمهتكِ قصتي لكنني واثقة أن قصتكِ ستلهم الفتاة التالية التي ستعيش بغرفتنا |
| Yaklaşık 20 dakika sonra odamızda buluşmaya ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك أن توافينا في غرفتنا بعد حوالي دقيقة؟ |
| -Bakıcı bana, odamızda iki küçük çocuğun öldüğünü söyledi. | Open Subtitles | جليسة الاطفال اخبرتني ان ولدين صغيرين قد ماتوا في غرفتنا |
| Bizim eski odamızda da zehirli bir şeyler vardı. | Open Subtitles | لقد واجهتنا فطريات سامة في غرفتنا القديمـة |
| odamızda havai fişek de atabiliriz. | Open Subtitles | بإمكاننا إطلاق بعض الألعاب النارية في غرفتنا |
| odamızda saklanıp küçük pis sır oldum. | Open Subtitles | اضطررت للاختباء في غرفتنا ويكون سر صغير قذر |
| Ben... ben ofisimdeki kanepede uyurum, sen yatak odamızda kal... | Open Subtitles | حسناَ سوف أنام على أريكة مكتبي يمكنك أخذ غرفتنا |
| Her neyse işte bizim odamızda bu 2m 31 cm. | Open Subtitles | لا اعرف لا اعرف . غرفتنا حجمها 31سنتي متر |
| odamızda bir ton bedava krem örneği var. | Open Subtitles | لديه الكثير من العينات المجانية للوجه في غرفتنا. |
| odamızda otururduk ve güneş batınca bana şöyle derdin: | Open Subtitles | كنا نجلس في غرفتنا والشمس على مشارف المغيب، |
| Yatak odamızda nihayet TV'nin olması ne kadar harika, değil mi? | Open Subtitles | كم هو عظيم أنه اخيراً أصبح عندنا تلفزيون في غرفة النوم؟ |
| Sen kendini kötü hissettin ve misafir odamızda biraz uyudun. | Open Subtitles | لقد شعرتِ بالغثيان وأخذت قيلولة لدينا في غرفة نوم الضيوف |
| Sen kendini kötü hissettin ve misafir odamızda biraz uyudun. | Open Subtitles | لقد شعرتِ بالغثيان وأخذت قيلولة لدينا في غرفة نوم الضيوف |
| Lanet olsun. Orada olduğunu biliyordum. Yatak odamızda bir şey vardı. | Open Subtitles | لقد عرفت أن شئ ما حدث بالليلة الماضية لقد كان هناك شئ ما بغرفة النوم |
| bazı bilim adamları sadece 20 yılda bunun olacağına inanıyor kişisel fabrikalarımız oturma odamızda olacak ben o kadar da emin değilim rahatça geçmemize birçok engel var şunu söyleyebilirim ki belki 21. yüzyılın sonuna kadar gecikebilir kişisel fabrikalarını taslak halinde görmeye başlayabiliriz nanoteknolojinin müthiş kutsal kase'sinden konuşuyoruz | Open Subtitles | ويعتقد بعض العلماء أنه بمجرد 20 عاماً سيكون لدينا آلات تصنيع شخصية بغرفة المعيشة لست متأكدا من ذلك |
| Yani bize yatak odamızda uyumamamız gerektiğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | اذا انت تخبرنا اننا لا يجب ان ننام بغرفة نومنا |
| Ama hâlâ üç kişilik yurt odamızda ilk günden öylece söylemek istemedim. | Open Subtitles | ما زلت لا أودّ أن أواجهها بعلاقتنا في أوّل يوم معًا بغرفتنا الجامعيّة الثلاثيّة. |
| Yatak odamızda yaptıklarımız bizi ilgilendirir ve Lynbrook'un o..spusu olarak tanınmamayı tercih ederim. | Open Subtitles | ما نفعله في غرفة نومنا هو من شأننا فقط وأنا أفضل ألا أكون مشهورة كعاهرة لينبروك |