| Onu bronza dökmek, ofisimi katedrale çevirmek ve Keith-yanlığa geçmek istiyorum. | Open Subtitles | أرغب في تغطيته بطبقة من البرونز وتحويل مكتبي إلى كاثدرائية بإسمه |
| Gelemin nedeni bu öğlenden sonra ofisimi gelen Kenneth Parcell adlı bir gençti. | Open Subtitles | أردت أن أزورك لأن شاب يدعى كينيث بارسيل جاء إلى مكتبي عصر اليوم |
| Evlenir evlenmez ilk işimiz ofisimi temizleyip bebek odasına çevirmek oldu. | Open Subtitles | بمجرّد أنْ تزوجنا. أوّل شيء فعلته, هيئت مكتبي أعددته كدار حضانة |
| Helen sabah ofisimi arayıp torununun kaybolduğunu söyledi. | Open Subtitles | إتصلت هيلين بمكتبي هذا الصباح وقالت لي بأن حفيدها كان مفقوداً |
| "F" ile başlayan Meksika şehirlerinin listesini çıkarmaya çalış ve ofisimi ara. | Open Subtitles | في محاولة للإتصال بمكتبي والحصول على قائمة بأسماء القرى التي تبدأ بحرف الفاء بالمكسيك |
| Eğer benimle konuşmak istersen, ofisimi ara, ve takvimime not alırız. | Open Subtitles | إذا اردت التحدث معي فعليك التواصل مع مكتبي وسنحدد لك موعد |
| Bu sırada, ofisimi yeni bir kimlik teşhis protokolü üstünde çalıştıracağım. | Open Subtitles | وفي هذه الأثناء، سأكون في مكتبي للعمل على بروتوكول مصادقة جديد |
| Dir'deki ofisimi kapatıp eyaletin başkenti Peshawar'a taşıdım. | TED | أغلقت مكتبي في دير وانتقلت إلى بيشاور، عاصمة إقليمي. |
| Hatta lanet olası renk körü karını ofisimi dekore etmesi için tuttum. | Open Subtitles | لقد استأجرت زوجتك المصابة بعمى الألوان لتجديد طلاء مكتبي |
| Kontrol noktaları bir çok insanı telaşlandıracak ve ofisimi telefon yağmuruna tutacaklar. | Open Subtitles | ستفزع نقاط التفتيش الناس وسيغرقون مكتبي بالإتصالات |
| Eğer söylersem, ofisimi terkedeceğinize söz verin? | Open Subtitles | إذا أخبترك .. هل تعدني بترك مكتبي مباشرة ؟ |
| Jerry, kollarını sallamayan deli kadın ofisimi darmadağın etti. | Open Subtitles | جيري، تلك المجنونة ذات الذراعين الثابتين حطمت مكتبي. |
| ofisimi günah tekkesine çevirmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أسمح لك بأن تحول مكتبي إلى وكر للفسوق. |
| Neden sabahın ikisinde ofisimi arıyorsun? | Open Subtitles | مالذي تفعلينه أنتِ بإتصالكِ في مكتبي بهذا الوقت؟ |
| ofisimi güven ve anlayış ağacının üstündeki bir yuva gibi düşün. | Open Subtitles | إعتبرْ مكتبي عُشّ .في شجرة من الثقةِ والفَهْم |
| ofisimi yeniden düzenlemen de hiç hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | لا يمكنني القول إنّني آبه كثيراً للطريقة التي رتّبت فيها مكتبي. |
| Şu nasıl? Bir ofisimi aradığında, asistanım telefonu şöyle cevaplayacak: | Open Subtitles | إنظروا هذا , عندما يتصل أحدهم بمكتبي يرد عليه الموضف قائلاً. |
| Evet, ofisimi arayın, üç tane Vicodin isteyin ve hemen montaj odasına getirin. | Open Subtitles | اتصل بمكتبي واطلب من أحدهم أن يحضر المهدئات إلى غرفة المونتاج |
| ofisimi kurcalamayı bırakın, otelden bile ayrılmamanız gerekirdi. | Open Subtitles | لم يكن يجدر بكم أبداً مغادرة الفندق ناهيكم عن البحث بمكتبي |
| ofisimi terk ederken tamamen tutarlı davranıyordu. Şüphelenmek için hiçbir sebep yoktu. | Open Subtitles | كان متماسكا تماما عندما غادر مكتبى ولم يكن لدى أي سبب للشك |
| Bu adam, amcan öldüğünden beri ofisimi arayıp rahatsız ediyor. | Open Subtitles | هذا الرجلِ يُضايقُ مكتبَي . منذ أن ماتَ عمَّكَ . أَرى هذا دائماً |
| Sabah ofisimi ara, sana 100,000$ ayarlayayım. | Open Subtitles | اتصل بمكتبى اول شئ بالصباح وسأحرر لك مئه الف دولار |
| Muhtemelen sonunda bütün ofisimi yanımda taşımaya başlayacağım. | Open Subtitles | ربما سينتهي الأمر بحملي لمكتبي كله بالجوار معي |
| Eğer, herhangi başka bir konuda yardımım dokunabilirse lütfen ofisimi arayın. | Open Subtitles | إذا كان يُمكننيّ المُساعدة بأيّ شيء فـ.. من فضلكم أتصلوا بمكتبيّ. |
| "Felç edici kireçlenme olsun ya da olmasın, gün batımına kadar hastanemi terk et, ben de duvarları yıkıp ofisimi genişletebileyim.". | Open Subtitles | سواء بإلتهاب المفاصل أو لا، اخرج من مستشفاي بحلول الغروب حتى أستطيع هدم جدار مكتبك واجعل لي مكتباً عملاقاً |