| Bulunduğu yerde, kendisine Eichmann davası hakkında kitaplar gönderilmiş ve onları okumamış bile. | Open Subtitles | كان شاهد على ايكمان خلال محاكمته وحصل على نص المحاكمة مكتوب ولم يقرأ صفحة واحدة |
| Birileri isçi el kitabını okumamış. Öyle değil mi? Bay... | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم لم يقرأ عقده جيدا اليس كذلك يا سيد |
| Kitap okumamış olabilir ,ama senin bir yılda kazandığını o bir ayda kazanıyor. | Open Subtitles | ربما هو لا يقرأ لكنه يكسب اكثر مما تكسبه أنت في سنوات |
| Hayır. Adam okumamış bile. Kabullenemiyor. | Open Subtitles | كلا، حتى هو لم يقرأها انه بحالة نكران |
| Umarım kötü yorumu okumamış müşteriler bulabilirim. | Open Subtitles | آمل أن أتمكّن من إيجاد زبائن لم يقرأوا النقد السيّئ الذي نلته |
| Bu sayısını okumamış olmana çok şaşırdım. | Open Subtitles | أنا مفاجئ أنت ليس لك قرأ تلك القضية. عندي. |
| Of ya, keşke Annie Leibovitz kitabını okumamış olsaydın. | Open Subtitles | يا رجل تمنيت إنك لم تقرأ كتاب اني ليبفوتز |
| Çok bilgili meslektaşımın 53. maddenin devamını okumamış olması çok yazık. | Open Subtitles | خسارة أن زميلي المتعلم لم يكمل نص المادة 53 والتي تقول: |
| Hem küçük yazıları okumamış, giriş ücreti 10 dolar. | Open Subtitles | هو نسي أن يقرأ النسخة الجيده عشرة دولار رسم الدخول |
| Hayatı boyunca hiç Byron okumamış kaba, yaşlı bir çiftçi de olabilirdi. | Open Subtitles | نعم ,كان من الممكن أن يكون مزارع عجوز و فظ لم يقرأ كلمة لبايرون في حياته |
| Ama maalesef kabile şefi kontratı çok dikkatli okumamış. | Open Subtitles | للأسف أن رئيس القبيلة لم يقرأ العقد بتمعّن |
| Hiç kitap okumamış kardeş senden çok mu biliyormuş? | Open Subtitles | إذا الأخ الذي لم يقرأ كتاباً من قبل لديه معلومات أكتر منك؟ |
| Eğer hiçbirimiz "tehlikeli" bir kitap okumamış olsaydık ya da "farklı" bir arkadaşımız olmasaydı ya da "değişimi" savunan bir örgüte katılmamış olsaydık hepimiz Joe McCarthy'nin istediği gibi insanlar olurduk. | Open Subtitles | لو أي منا لم يقرأ يوماً كتاباًخطراً... أوكانلديهصديقاًمختلفاً... أو لم ينضم يوماً إلى منظمة تدعوإلىالتغيير... |
| Birileri belgeleri okumamış. | Open Subtitles | شخص ما لم يقرأ أوراف العمل *ملفات القضية * |
| Görünüşe göre Hayden Sven'e gelen bir e-maili kopyalamış ancak henüz okumamış. | Open Subtitles | يبدو أن (هايدن) نسخ رسالة استلمها (سفين) لكنه لم يقرأها بعد |
| Daha okumamış! | Open Subtitles | لم يقرأها بعد |
| Plakayı okumamış olanlar için okuyacağız. | Open Subtitles | لمن لم يقرأوا اللوحة سوف نقرأ اللوحة |
| - Bunu asla geçirmeyeceğiz. - Onlar bunu hiç okumamış. | Open Subtitles | لن نتجاوزها أبدا ً - لن يقرأوا حتى هذا الحد إطلاقاً - |
| Onlar ki, İncil'i okumamış olanlar. | Open Subtitles | فلم يقرأوا انجيلهم. |
| Görünüşe bakılırsa, Versailles Anlaşması'nı çoğu okumamış. | Open Subtitles | بالنظر إليهم لا أعتقد أن الكثير منهم قد قرأ المعاهدة |
| Sen olmasaydın, kitabı bile okumamış olacaktı. | Open Subtitles | لولاكِ ، لما قرأ حتى الكتاب |
| Annen biletleri okumamış. | Open Subtitles | لأن أمكم لم تقرأ التذاكر ها هو.. |
| Okumuş okumamış arasındaki fark bu. | Open Subtitles | إنه الفرق بين المتعلم وغير المتعلم |