| Aslında sen burada olmasan da yine gelir kitabımı okurdum. | Open Subtitles | حقيقةً،حتى لو لم تكوني هنا لكنتُ جئتُ كى أقرأ كتبى |
| Odasında dikişini dikerken, beni de yanına oturturdu ve ben de ona okurdum. | Open Subtitles | كانت تسمح لي بالجلوس في حجرتها عندما كانت تحيك و كنتُ أقرأ لها |
| Çocukken, gazeteyi baştan sona kadar okurdum. | TED | عندما كنت طفلا، كنت أقرأ الجريدة كاملة. |
| Avucuma senin adını yazar ve gizlice okurdum. | Open Subtitles | لقد كتبت إسمكِ على أشجار النخيل و سوف أقرأه في الخفية |
| Hayat böyle. Yerinde olsam şunu okurdum. | Open Subtitles | هكذا هي الحياة لو كنت مكانك ، لقرأت ذلك |
| Bütün yeni çıkan kendi kendine teşhis kitaplarını okurdum, | Open Subtitles | قرأتُ كل كتب التشخيص الذاتي الحديثة. |
| Bana kitapları seçmeyi öğretti ve onu beklerken okurdum. | Open Subtitles | علمتني كيف أختار كتبي, وأن أقرأها أثناء فترة انتظارها. |
| Evet, yatağına gelir uyuyana dek sana emlak ilanlarını okurdum. | Open Subtitles | أتذكر هذا ، أعتدت أن أذهب معك إلى السرير وأقرأ عليك من قسم العقارات لتنام |
| Bu çok hoşuma gider. Çocukken elime ne geçerse okurdum. | Open Subtitles | أتعلم، عندما كُنت فتاة أعتدتُ أن أقرأ قليلاً. |
| - Ama beni tanımıyorsunuz. - Köşenizi okurdum, Bayan Francon. | Open Subtitles | ولكنك لم تكن تعرفنى لقد كنت أقرأ عمودك اليومى، انسه فرانكون |
| Eskiden tuvalette porno okurdum, ve o zamandan beri seks hayatım rezalet. | Open Subtitles | كنت أقرأ القصص الخلاعية في الحمام ومنذاك وأنا لدي هوس بالجنس |
| Bütün gece uyanık kalır onun hakkındaki hikayeyi tekrar tekrar okurdum. | Open Subtitles | منذ أن كنت طفلة صغيرة اعتدت البقاء مستيقظة طوال الليل أقرأ القصص القديمة نفسها عنها |
| John daha küçükken, ona yatmadan önce masallar okurdum. | Open Subtitles | عندما كان جون صغيرا قبل النوم كنت أقرأ له حكايات خيالية |
| Saçmalıkları okumam ama o kitabı okurdum. | Open Subtitles | أود قراءة هذا الكتاب على أن أقرأ القزاره. |
| Uyuman için sana kitap okurdum sıkıldığın zaman televizyonda çizgi film açardım. | Open Subtitles | تعلم، أقرأ لك لتذهب إلى الفراش، أشغل الرسوم المتحركة في التلفاز عندما تمل. |
| Karen küçükken ona epey eski bir kitaptan peri masalları okurdum. | Open Subtitles | حينما.. كانت صغيرة كنت أقرأ لها من ذلك الكتاب القديم، بعضاً من الحكايات الخرافية |
| Açıkçası, güya önemli bir mesaj gönderiyormuşum gibi telefonuma bakardım ama aslında sadece kitap okurdum. | Open Subtitles | بصراحة، سأكون أنظر إلى هاتفي كما لو أنّني أرسل رسالة مهمة ولكن في الحقيقة، سأكون أقرأ كتابي |
| Herbir gece okurdum, ama görüyorsun ya, artık bitmişti çünkü babacık eve dönmüştü. | Open Subtitles | لقد كنت أقرأ لها هذا كل ليلة، لكن، لقد أنتهي كل هذا الأن لأن أبي عاد إلي الموطن الأن |
| Oğlum için okurdum. | Open Subtitles | لا، لا، لقد اعتدت أن أقرأه لأبني |
| Küçükken bunu sana okurdum. | Open Subtitles | اعتدتُ أن أقرأه لك عندما كنتَ صغيراً |
| Uydurma hikâye dinlemek isteseydim, Hemingway okurdum. | Open Subtitles | مهلاً، لو أردت قراءة (قصص فارغة لقرأت (هامنغوي |
| Ona makalelerimi okurdum. | Open Subtitles | قرأتُ لها مقالاتي |
| Supandis'in adını Kiddo'nun adıyla değiştirip ona öyle okurdum. | Open Subtitles | كنت أضع اسمه محل اسم بطل القصة و أقرأها له |
| Gözlerini kapalı bir şekilde kucağıma uzanırdı ben de ona şiir okurdum. | Open Subtitles | كانت تستلقي في حجري وعيناها مقفلتان وأقرأ لها |
| Küçükken sana okurdum. | Open Subtitles | إعتدتُ أن أقرأهم حينما كنتِ صغيره. |