| Bu benim son senem ve kaptan, ben olduğum sürece aynı oğlanlar için kapışıyoruz diye bu takımı kaybedemem. | Open Subtitles | هذا هو عام تخرجى و طالما أنا قائدة هذا الفريق فأنا لن أضحى به لأننا جميعاً نتعارك على الشباب |
| Kimsenin yok, çünkü ben hayatta olduğum sürece, zaman ölüyor. | Open Subtitles | لا أحد يملك وقتا لأنه طالما أنا حي، الزمن يموت |
| Ben burada olduğum sürece, bu topraklara delik açılmayacak. | Open Subtitles | لن تحفر الثقوب في هذه الأرض طالما أنا حي |
| Hayır, veremem. Burda olduğum sürece, gelişmeler benim kontrolüm dışında. Üzgünüm. | Open Subtitles | لا، لا استطيع، ما دمت هنا أنها خارج سيطرتي، أنا آسف |
| Nate burada. Birinci mevkide olduğum sürece tutukluğunu paylaşacağım. | Open Subtitles | سأتشارك الحبس طالما أنني في المركز الأول |
| Miami'de olduğum sürece Beni bulacaktır. | Open Subtitles | طالما أني موجود في ميامي بإمكانه أن يجدني |
| Anketlerde önde olduğum sürece kullanmama gerek olmadığını düşündüm. | Open Subtitles | قلتُ طالما أنّي مُتقدّم بإستطلاعات الرأي، فلا يوجد هناك سبب لإستخدامها. |
| Ona bu konuda yararlı olduğum sürece, beni canlı tutmak için elinden geleni yapar. | Open Subtitles | انه سيبذل قصارى جهده ليبقيني على قيد الحياه فى ذلك القسم طالما انا ذى نفع له |
| Ve burada olduğum sürece, çocuklara pozitif bir yaklaşım vermek istiyorum. | Open Subtitles | ولذا طالما كنت أنا هنا أريد أن أجلب إليهم أشياء إيجابيه من خبرتي .. إلى هؤلاء الأطفال |
| Burada yetkili olduğum sürece, esirler ne işkence görecek ne hile hurdaya kurban gidecek ne de öldürülecek. | Open Subtitles | طالما أنا المسؤول فلن يعذب المساجين ولا يخدعوا أو يقتلوا |
| Burada olduğum sürece korkmana gerek yok. | Open Subtitles | أنت ليس من الضروري أن تخوف طالما أنا هنا. |
| Yanında olduğum sürece kimsenin seni incitmesine izin vermem tamam mı? | Open Subtitles | طالما أنا معك ، لن اسمح لأي شخص بأن يؤذيك ، حسنا؟ |
| Beni eve götür, Jin-Rong! Ben hayatta olduğum sürece, bunu aklından bile geçirme. | Open Subtitles | دعني أخبرك، لا تفكر بالأمر أبدًا طالما أنا موجودّة و أتنفس. |
| Burada olduğum sürece onu koruyacak başka kimse yok. | Open Subtitles | طالما أنا هنا, لا أحد يحميها. دعني أذهب.. |
| Çünkü ben dağıtımcıyım. Sağ olduğum sürece hep bir sonraki adım da olacak. | Open Subtitles | لايقتلونى طالما أنا أحضر لهم مايريدون مادمت أنا حي سيكون هناك دائما مرّه قادمه |
| Ama ben olduğum sürece en iyi olamayacaksın. | Open Subtitles | لكن ما دمت انا حيا ستظل دوما بالمرتبة الثانية |
| Ben bu grubun lideri olduğum sürece emirlerime itaat edilecek. | Open Subtitles | ما دمت أنا قائد هذه المجموعة، ستطيعوا أوامري. |
| Emirleriniz ben bu gemide olduğum sürece ben ne dersem onu yapmak. | Open Subtitles | أوامركما أن تنفذا أوامري طالما أنني على متن هذه المركبة |
| Unni'yle olduğum sürece, cehennemde bile olsam mutlu olurum. | Open Subtitles | طالما أني مع أوني، حتى لو كنتُ في الجحيم سوف أكون سعيداً |
| Burada seninle olduğum sürece ne benden ne de başka birinden korkmana gerek yok. | Open Subtitles | لا يجدر بكِ الخوف منّي أو من أيّ شخصٍ آخر هنا طالما أنّي بجوارك |
| Seninle birlikte olduğum sürece... hiç bir şey umurumda değil, Anderson. | Open Subtitles | الذي ادركه الآن هو اني لا أهتم طالما انا افعل ذلك معك اندرسون |
| Onun kollarında olduğum sürece, güvende olduğumu biliyordum | Open Subtitles | لكنني طالما كنت بين ذراعيه, علمت أنني بمأمن |
| Hayatta olduğum sürece bu gemi bir şekilde denizlerde olacak. | Open Subtitles | وطالما أنا على قيد الحياة السفينة ستظل دائما في البحر إذا جاز التعبير |
| Ben burada olduğum sürece kimse bir çocuğun özgürlüğünü elinden alamaz. | Open Subtitles | لا أحد سيأخذ حرية الطفل بينما أنا هنا لا أحد أتسمعوني؟ |
| Ben bu departmanın başında olduğum sürece kendi ajanlarımı kendim seçerim. | Open Subtitles | ما دمتُ رئيسة هذا القسم، فسأختار عملائي بقراري |
| O zaman bir sorunumuz var çünkü burada olduğum sürece kimseyi motoruna sokamazsın. | Open Subtitles | إذاً , لدينا مشكلة لأني لطالما أنا هنا , لأحد سيدخل إلى محرككِ |
| Burada olduğum sürece, görecekler. | Open Subtitles | طالما ما زلت هنا بينما أرى ذلك |