| Tıpkı yürümek ya da görmek gibi, doğuştan sahip olduğumuz bir hak. | TED | إنه حق جيني لدينا ، كما أننا نمشي أو نرى أو نسمع. |
| Ona ihtiyacımız yok, tek eksik olduğumuz güç, Değil mi? | Open Subtitles | كما أننا لا نحتاجه، بل نحتاج إفتقاره الكلي للقدرات، صحيح؟ |
| Bu yüzden tekrar işe başladım ve geçmiş olduğumuz yedi yılı yaşam-hayat dengesi hakkında mücadele ederek, bu konuyu araştırarak geçirdim. | TED | فعدت إلى العمل , وقضيت هذه السنوات السبع التي انجلت أصارع مع , و أدرس وأكتب عن التوازن بين العمل والحياة. |
| Bu, şu andan itibaren yapmak zorunda olduğumuz tek şey. | Open Subtitles | هكذا يجب أن نكون من الآن فصاعد أن نكون حذرين |
| Ve şimdi anlıyorum ki böyle olduğumuz müddetçe ikimiz de o fırsatı alamayız. | Open Subtitles | و أنا أعرف الآن بأننا لن نحصل على تلك الفرصة إذا بقينا هكذا |
| Onları evlerini işgal eden bir ordu olduğumuz imajından kurtarmalıyız. | Open Subtitles | علينا ان نقوض منظورهم اننا جيش جاهز للغزو يحاصر منازلهم |
| Şu anda sahip olduğumuz ekonomi dahilinde bu işi nasıl çözeriz? | TED | كيف لكم أن تفعلوا ذلك مع الإقتصاد الذي لدينا اليوم ؟ |
| Dışarıdan bakanların bize hissettirdiği, birer ucube olduğumuz veya belki de canavar olduğumuz. | Open Subtitles | نشعر كأنّنا بالجانب الآخر لوحدنا كما لو أنّنا غرباء أو لربّما حتى وحوش |
| Duymak isteyecekleri son şey... psişik birinin yardımına muhtaç olduğumuz. | Open Subtitles | اَخر شيء يريدون سماعه أننا نستجدي بروحي للمساعدة في تحقيقنا |
| Zamanla yarışıyor olduğumuzun farkına olduğumuz sürece bizim için sorun olmaz, Sayın Başkan. | Open Subtitles | ليست لدىّ مشكلة فى هذا, سيدى الرئيس طالما أننا ندرك أننا نسابق الزمن |
| Çin, konsolosluklarına yapılan saldırıya bulaşmış olduğumuz üzerinde baskı yapmaya devam ediyor. | Open Subtitles | الصينيون لازالوا يمارسون ضغوطاً بشأن قضيتهم .أننا متورطون في الهجوم على قنصليتهم |
| Çin, konsolosluklarına yapılan saldırıya bulaşmış olduğumuz üzerinde baskı yapmaya devam ediyor. | Open Subtitles | الصينيون لازالوا يمارسون ضغوطاً بشأن قضيتهم أننا متورطون في الهجوم على القنصلية |
| Anlamsız hediyeler verip alma eğilimine zorunlu olduğumuz üzerine kurulu bir düşünce. | Open Subtitles | فكرة أننا مجبرون بموجب العُرف على تبادل الهدايا التي لا معنى لها |
| Çocukken öğrenmiş olduğumuz bütün bu fikirleri almalı ve onları gerçekten kullanmalıyız. | TED | حيث نستفيد من تلك الأفكار التي تعلمناها ونحن صغار ونضعها قيد الاستخدام. |
| Ve inanılmaz heyecanlı olduğumuz son teknoloji alanlardan biri kök hücre terapisi. | TED | أحد المجالات المعاصرة التي تثير اهتمامنا بشكل كبير هو علاج الخلايا الجذعية |
| Burada olduğumuz sürece, bana Baş-Vali diye hitap et, Vali-Yardımcısı Euphemia. | Open Subtitles | عندما نكون هنا , نادني بالجنرال العام , نائب الجنرال يوموفيما |
| Bayanlar ve baylar, bana geleceğe dair muazzam bir güven veren, artık bireysel olarak dünyanın büyük zorlukları ile başa çıkmak için güçlendirilmiş olduğumuz gerçeğidir. | TED | سيداتي وسادتي ما يعطيني ثقة كبيرة بالمستقبل بأننا الآن أكثر قوة كأفراد لمواجهة التحديات العظمى لهذا الكوكب. |
| - Hepsi Faslı olduğumuz için! - Siktir lan, sen Faslı bile değilsin! | Open Subtitles | ـ كل هذا بسبب اننا مغاربة ـ تبا لهم ، انا لست مغربي |
| İkinci sorun ise sahip olduğumuz gezegen fazlasıyla adaletsiz şekillerde kullanılıyor. | TED | المشكلة الثانية هي أن الكوكب الذي لدينا يستخدم بصورة مجحفة للغاية. |
| O aradı. Nişanlı olduğumuz için bana ücretsiz diş bakımı önerdi. | Open Subtitles | أجل، لقد إتّصلت بي وقالت بما أنّنا مخطوبان ستقوم بفحصي مجاناً |
| Belki de bizi çocuk olduğumuz için ciddiye almamışlardır. Bir yetişkinin ismini yazalım. | Open Subtitles | ربما لم يأخذنا على محمل الجد لأننا أطفال لنضع عليه اسم شخص بالغ |
| Bize, göçmen olduğumuz için baskı yapmak istiyorsanız, kanunları biliyoruz. | Open Subtitles | سيدي, إذا كنت تحاول إبتزازنا كوننا مهاجرين, نحن نعرف القانون |
| Dünyaya hepimizin onun gibi olmadığını göstermek zorunda olduğumuz için. | Open Subtitles | لأننا يجب أن نُظْهِر للعالم بأنّنا لسنا كلنا كنّا مثله |
| Tekrar beraber olduğumuz için çok mutluyum. İçki ister misin? | Open Subtitles | أنا سعيد جداً لأننا أصبحنا معاً مجدداً، أتريدين احتساء شراب؟ |
| Ve umuyorum ki, tüm bunların sonunda balımızı almakla sadece sahip olduğumuz her şeyi değil, bizi biz yapan her şeyi elimizden aldığınızı anlarsınız! | Open Subtitles | لأننا الصغار ما آمله أنه بعد انتهاء هذا سترون أنه بأخذ عسلنا ليس فقط تأخذون كل ما لدينا و لكن كل ما نحن عليه |
| Birlikte olduğumuz zamanları hatırlıyorum da, bana hiç bir zaman evlenmeyeceğini söylemişti. | Open Subtitles | .. أتذكّر عندما كُنّا معًا، أنّها قالت أنّها لا تريد الزواج أبدًا |
| Bu işte birlikte olduğumuz için çok memnunum. | Open Subtitles | أنا ممتن للغاية باننا مازلنا في هذا معاً |