| Şimdiye kadar ritüalist bir cinayet olduğuna dair bir iz yok. | Open Subtitles | إلى حد الآن لا مؤشرات على أنها جريمة شعائرية. |
| Başının dertte olduğuna dair bir şey hissettiniz mi? | Open Subtitles | هل كان هناك أي علامة على أنها في مشكلة؟ |
| Orada, belki nerede olduğuna dair bir ipucu bula... | Open Subtitles | من هناك , ربما يمكننا إيجاد دليل على أنها كانت ... |
| Küçük şeytanın hayatta olduğuna dair bir iz var mı? | Open Subtitles | {\pos(190,235)} إذن، أهناك أخبار عن كون الشرير الصغير حيًا؟ أنا.. |
| Sophia babamın CIA'de olduğuna dair bir şeyler söyledi. | Open Subtitles | قالت (صوفيا) شيئاً، شيء عن كون والدي في الإستخبارات المركزيّة. |
| Ama ölürsem ve başka yerde olduğuna dair bir şahidin olmazsa.. | Open Subtitles | ولكن لو مُتّ ولم تكن لديك عذر غياب... |
| Ama ölürsem ve başka yerde olduğuna dair bir şahidin olmazsa.. | Open Subtitles | ولكن لو مُتّ ولم تكن لديك عذر غياب... |
| Cadı olduğuna dair bir kanıtınız var mı? | Open Subtitles | ما الدليل الذي لديكم على أنها ساحره؟ |
| İnsan olduğuna dair bir hatırlatma. | Open Subtitles | تذكير على أنها إنسانة. |
| - Orada olduğuna dair bir kanıt var mı? | Open Subtitles | أي دليل على أنها كانت هناك ؟ |
| Fırtına oyununda, senin istediğin şeyin yâni Prospero'nun istediği şeyin bu olduğuna dair bir şey yok. | Open Subtitles | مسرحيّة العاصفة لا تذكر شيئًا عن كون هذا مبتغاك، مبتغى (بروسبيرو). |
| Ona "Annemin Montreal'deyken bir gönül macerası olduğuna dair bir şey duydun mu hiç?" sorusunu sordun. | Open Subtitles | أن( جيف باوز) هو أبوكِ. واجهتيه بالسؤال: "هل سمعتَ أي شيء عن كون أمّي... |