| Bu karmaşanın içinde, ikinizde de büyük bir olgunluk gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتُ الكثيرَ من النضج فيكما خلال هذه الفوضى العارمة |
| Bu konuda ben, sen... ikimiz olgun davranırsak olgunluğu temin edecek bir olgunluk elde edebiliriz. | Open Subtitles | طالما انا مازالت ناضج حوله انتى ستكونى ناضجه حوله كل من نضج نستطيع ان نحقق هدف ناضج فيه مؤكد هذا يضمن النضج |
| Bence hiçbir ilişki uzlaşma ya da olgunluk veya mükemmelik üzerine filan kurulu değildir. | Open Subtitles | أعتقد أن أي علاقة ناجحة ليست مبنية .. سواء على التسوية أو النضج أو الكمال أو أياً من ذلك |
| Tecrübe, olgunluk, liderlik. | Open Subtitles | الخبرة , النضوج , القيادة أراهن أننا سننتهى كضباط |
| Ekselansları, kesin olan bir şey var ki, Prens olgunluk çağına gelemeden Kral ölecek. | Open Subtitles | سموك, من المؤكد بأن الملك سيموت قبل أن يصل الأمير الى سن البلوغ |
| Senin olgunluk ve deneyiminle... | Open Subtitles | شعرنا انه بالنسبة إلى نضجك وخبرتك العملية... |
| Yeni kralın olgunluk dönemini görmesini ve Fransa'nın barış ve refah içinde olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أنوي رؤية الملك الجديد من خلال نضجه وجعل فرنسا سالمة ومزدهرة. |
| Evet, ama önce olgunluk göstermeliyiz. olgunluk gösterebilir misin? | Open Subtitles | نعم ولكن أولا يجب أن نظهر بعض النضج هل يمكنك أن تريني بعض الرشد؟ |
| Cinsel olgunluk ve çocuksuluğun şaşırtıcı denebilecek karışımı. | Open Subtitles | كانت تثير مزيجا مقلقا من المشاعر شيء من النضج الجنسي تغلفه براءة الطفولة |
| Bana olgunluk hakkında ders vermeyim. Ben lanet bir peynir değilim. | Open Subtitles | لا تعطني محاضرة عن النضج فأنا لست جبنة لعينة |
| Yani hissiz olmak olgunluk belirtisi mi? | Open Subtitles | اذا علامة النضج هي ان لاتحملي اية مشاعر ؟ |
| İnsanlar olgunluk arıyor, mecliste yetişkinlerin olmasını istiyorlar. | Open Subtitles | و الناس تود النضج و ترغب بالبالغين في الكونغرس |
| Ona çekici gelen tarafı da adamdaki bu olgunluk zaten. | Open Subtitles | إلا إذا كان النضج هو الجزء الذي جذبها إليه |
| Ben duygusal olgunluk gibi önemli şeyleri diyorum ama. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن أشياء أخرى مثل النضج العاطفي |
| Modern Amerikan toplumunun erkeklerini olgunluk kriterine artık katmadığı istatiksel bir gerçek. | Open Subtitles | مهلا, انها إحصائيه مثبت في الواقع هذه الاميركية الحديثة جردت رجال المجتمع ,من معايير النضج |
| Sanırım,olgunluk ve deneyim, | Open Subtitles | أعتقد أن ربطة العنق الرمادي تعبّر عن النضج و الخبرة. |
| Takvime göre yaşı büyük. olgunluk seviyesi ise ? | Open Subtitles | انه أكبر مني ببعض السنوات , لكن مستوى النضج |
| - Bu karar çok olgunluk gerektirdi. - Ya da suçluluk. | Open Subtitles | تطلب هذا القرار الكثير من النضوج - أو الشعور بالذنب - |
| Daniel'ın Alexis'e yardım etmesi tam bir olgunluk örneği bence. | Open Subtitles | اعتقد ان ذالك يظهر النضوج الحقيقي لـ دانيال وهو يساعد اليكسس |
| Bu program hakkında Modern olgunluk dergisinde bir şeyler okumuştum yolcuları gizli kamerayla filme alarak, çoğunlukla yasaklı yönlerini ortaya çıkarıyor | Open Subtitles | لقد قرأت عن هذا العرض في مجلة "البلوغ الحديث للمراهقين" يصورون الركاب بالكاميرا و يلتقطونهم في أكثر لحظاتهم استهتارا |
| Ben bunu büyük bir olgunluk ve güç gösterisi olarak düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت بانه اظهر نضج و قوة اكبر. |
| Bütün bunlar, imkanlarını görmemize, evlat edinmek istemenin sebepleriyle, ...olgunluk ve duygusal yönden hazır olup olmadığını anlamamıza yardımcı oluyor. | Open Subtitles | ولمعرفة قدرتك، نضجك واستعدادك العاطفي |
| Endişe ettiğim onun olgunluk seviyesi. | Open Subtitles | يعتريني القلق حيال مستوى نضجه. |